Mihrî Hâtun, Leylâ Hanım ve Âdile Suldan dîvânlarında tasavvufî müşterekler


Creative Commons License

Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, İLAHİYAT FAKÜLTESİ, İSLAM TARİHİ VE SANATLARI BÖL., Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2021

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SEVİL DAĞCI

Danışman: Ali İhsan Akçay

Özet:

Mihrî Hâtun, Leylâ Hanım ve Âdile Sultan dîvânlarında, mutasavvıf şâirlerin şiir ve hikmetlerinde zikrettikleri mananın, dîvân edebiyatının mefhum ve kalıplarıyla ifade edilmiş olması, dikkatimizi çekmiştir. Bu üç şâirimizin Halvetî, Mevlevî ve Nakşî dervişi olmalarının şiirlerindeki etkilerini görmek istememiz bizi bu çalışmayı yapmaya yöneltmiştir. Mihrî Hâtun, XV. yüzyılda Amasya'da yaşamış önemli bir dîvân şâirimizdir. Osmanlı şehzâdelerinin meclislerinde bulunmuş, ilim geleneği olan bir ailede yetişmiş, irfan sahibi bir hanımdır. Osmanlı topraklarında ilk Halvetî hareketini başlatan Pir İlyas, Mihrî Hâtun'un dedesidir. Çalışmamızda, Mihrî Hâtun'nun şiirlerindeki cesur ifadelerin Halvetî meşrep olmasından kaynaklandığına dair düşüncelerimiz kuvvet kazanmış ve Mihrî'nin bir Halvetî dervişi olduğuna dair deliller verilmiştir. Leylâ Hanım, seçkin bir aileden gelmiş, sarayla yakın ilişkileri bulunan, ilmî ve edebî birikime sahip, hüner sahibi şâirlerimizdendir. Mevlevî olan sûfî şâirimiz, Hz. Mevlânâ'ya atfen yazdığı şiirleriyle dikkat çekmiştir. Onun şiirlerindeki düzen, ahenk ve mûsiki Mevlevî dervişinin ruhundaki ilâhî raksın yansımalarıdır. Âdile Sultan, Osmanlı Sultanı II. Mahmud'un kızıdır. Saray içerisinde yetişmiş bir hanım sultandır. Kendisi Nakşibendiyye tarikatı müntesiplerindendir. Nakşîliğin ilme ve sohbete verdiği önemin yansımaları Âdile Sultan'ın şiirlerinde kendini göstermektedir. Yaptığımız çalışma neticesinde, Mihrî Hâtun, Leylâ Hanım ve Âdile Sultan dîvânlarında müşterek olarak kullanılan kavramların derin tasavvufî manalar içerdiği tespit edilmiştir. Günümüze kadar yapılan çalışmaların büyük bölümünde şâirlerimizin sûfî kimliklerinin göz ardı edildiği görülmüştür. Şiirlerinde kullandıkları tasavvufî metaforların, çoğunlukla dîvân edebiyatının mefhum ve remizleri çerçevesinde ele alınmasıyla, anlaşılması güç şerhlerin, zorlama açıklamaların yapıldığı ve şâirlerimiz hakkında asılsız iddiaların ortaya atıldığı anlaşılmıştır. Çalışmamızda, şâirlerimizin dîvânlarında sıkça kullandıkları kavramlar, tasavvufun ana kaynaklarından sayılan klasik eserlerimizdeki ana konular ve açıklamalar doğrultusunda ele alınarak şerh edilmeye çalışılmıştır. Şâirlerimizin şiirlerine, Halvetî, Mevlevî ve Nakşîliğin neşvesini aksettirdiği görülmüştür. Bu çalışmada sûfî şâirlerin neden metaforik anlatımı, sembolik ifadeleri kullanmayı tercih ettikleri tartışılmış, Mihrî Hâtun, Leylâ Hanım, Âdile Sultan ve bağlı oldukları Halvetîlik, Mevlevîlik, Nakşîlik hakkında kısaca bilgi verilmiştir. Mihrî, Leylâ ve Âdile'nin dîvânlarındaki müşterek kavramlar tasavvuf kapsamında inceleme tâbî tutulmuştur. Anahtar Kelimeler: Mihrî Hâtun, Leylâ Hanım, Âdile Sultan, Dîvân, Tasavvuf, Müşterek, Metafor