Bakır (II) metal-karışık ligand kompleksinin [Cu (5-nitro-1-10-fenantrolin) (L-asparajin)] CIO4)n sitotoksik ve DNA hasar etkilerinin çeşitli hücre hatlarında in vitro belirlenmesi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Neylan Oral

Danışman: NİLÜFER ÇİNKILIÇ

Özet:

Bu çalışmada hazır besiyerinde (RPMI medium + Fetal Bovine Serum + L-glutamin + Sodyum pirüvat + Penisilin-Streptomisin) çözünen yeni sentezlenmiş polimerik yapılı bir bakır kompleksinin[Cu (5-nitro-1-10-fenantrolin) (L-asparajin)] CIO4)n, A549 insan akciğer kanseri hücre hattı, Beas-2B insan sağlıklı bronş epitel hücre hattı, MCF7 insan meme kanseri hücre hattı ve Caco-2 insan kolon kanseri hücre hattında sitotoksik etkisi XTT testi ile incelenmiştir. Bu testte hücre hatları 0,1'den 25.6 μM arasında değişen konsantrasyonlarda bakır kompleksi ile 24 saat muamele edilip sonucunda yüzde canlılık eğrisi elde edilerek IC12,5, IC25, IC50 ve IC75 değerleri bulunmuştur. Hücrelerin canlılığını sonlandıran mekanizmayı aydınlatmak için ise bir genotoksisite testi olan komet testinden yararlanılmıştır. Hücre hatlarının ortalama kuyruk uzunluğu, kuyruk %DNA ve Olive kuyruk momenti ölçümleri değerlendirilmiştir. Hücre içi ROS düzeyleri DCF-DA maddesi ile yapılan ROS testi ile ölçülmüştür. XTT testi sonuçları, düşük dozlarla muamele görmüş hücrelere oranla yüksek dozlarla muamele görmüş hücrelerin yüzde canlılık değerinin düştüğünü göstermiştir. Komet testi sonuçları, bu bakır kompleksine maruz kalan hücrelerde DNA fragmentasyonu gerçekleştiğini göstermiştir, ROS testi ise bu fragmentasyonların oksidatif hasar sebebiyle oluştuğuna işaret etmiştir. Sonuçlar bu bakır kompleksinin Caco-2 insan kolon kanseri hücre hattı ve MCF7 insan meme kanseri hücre hattı üzerinde daha etkili olduğunu göstermiştir. Tüm metaller arasında bakırın her canlı organizmanın fizyolojisi ve biyokimyasında merkezi rol oynaması, kanser tedavisinde sıklıkla kullanılan cisplatinin yapısındaki platin metalinin aksine endojen bir metal olması, bu sebeple daha az toksik yan etki göstermesi ve nükleik asit kırabilme yeteneğiyle DNA'da hasar yaratması kanser tedavisinde onu başarılı bir alternatif haline getirmiştir.