Soğuk savaş sonrası Türkiye'nin balkan ülkeleriyle ilişkilerinde güvenlik olgusu ve karşılıklı çıkarlar


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2006

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Arzu Şaybak

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Balkanlar, tarihte “istikrarsızlık”la özdeşleşmiş bir bölgedir. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin yönetiminde yaşamış Balkan ülkeleri, “büyük devlet” ülküsü, sınır anlaşmazlıkları, azınlık sorunları, büyük güçlerin politikaları gibi sayılabilecek çeşitli istikrarsızlık etmenlerini bünyelerinde barındırmaktadır. Balkanlara yönelik geçmişten günümüze pek çok işbirliği projeleri oluşturulmuş, Balkanlar bölgesinin kendisine has nitelikleri sebebiyle istenilen amaçlara ulaşamamışlardır. Soğuk Savaşın sonrasında bölgede savaş başlamış, uluslararası kamuoyunun baskısıyla ABD/NATO müdahalesi savaşı sonlandırmıştır. Türkiye, Balkanlardaki savaşa güvenlik ve ulusal çıkar algılamasından dolayı kayıtsız kalamamıştır. Savaş sonrasında bölgede oluşturulan güvenlik düzenlemelerinin oluşturulmasında/karar aşamasında aktif dış politika izlemiş, bölgeye istikrar getirmek amacıyla oluşturulan “barış güçlerine” askeri katkıda bulunarak, bölgenin yeniden yapılandırılmasında rol almıştır. Soğuk Savaş sonrasında güvenlik kavramı yeniden tanımlanmış, uluslararası tüm aktörler genişleme ve dönüşümlerini bu tanım etrafında şekillendirmeleriyle, Balkanlara farklı politikalar uygulamışlardır. Yeni dönemde Balkanlar, göreli bir istikrar kazanmış, istikrarsızlık güvenlikle yer değiştirmiştir. Bugün Balkan devletleri, demokrasiye ve liberal ekonomiye geçmişlerdir. Azınlık sorunlarını uluslararası normların dahilinde çözümleyerek, Türkiye’yle birlikte, tüm işbirliği alanlarında bölgesel/çoktaraflı güvenlik düzenlemelerinin içinde yer alarak güvenliklerini gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin bölge devletleri ile sorunlarını çözmesine neden olmuştur. Türkiye-Balkan ülkeleri, kendi güvenlik/karşılıklı çıkar politikalarını gözeten politikalar üretmeye başlamışlardır. Sorunların çözümü, istikrarsız bölgelerin ortasındaki Türkiye’yi rahatlatmıştır. Bazı devletlerle sorunların köklü olması, devletlerarası düzeyden başka düzeylere taşınması sonucu, sorunlar devam etmektedir. Bilimsel ve nesnel bir yaklaşım benimsenmiş, uluslararası sistem analiz edilerek, Balkan ülkeleri / Türkiye aktör olarak öne çıkarılmıştır. Sonuç olarak Balkanların, Türkiye’nin güvenliğini direkt etkilediği, Türkiye’nin burada etki ve güç kaybının kendi güvenliğini tehlikeye attığı tespiti yapılmıştır. Türkiye, AB’ne mutlaka girerek Balkanların güvenliğinde söz sahibi olmalıdır.