Mavi Marmara öncesi ve sonrasında Türkiye-İsrail ilişkileri: Değişim ve dönüşümün analizi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, uluslararası ilişkiler, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Akif Eroğlu

Danışman: Cafer Tayyar Arı

Özet:

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Batı Blok'u ile beraber hareket etmeye başlayan Türkiye, bu çerçevede başta şüpheyle yaklaşmasına karşılık İsrail'i tanımakta gecikmemiştir. O zamandan başlayarak bugüne kadar inişli çıkışlı bir grafik çizen ikili ilişkiler, zaman zaman duyulan dış tehdit algılamaları ile yakınlaşırken, tam tersine kimi zaman gerginleşmiş veya etkisizleşmiştir. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara gelmesinden sonra, iki ülke arasındaki münasebetler daha da gerginleşmiştir. Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler 1996 yılında, Stratejik Ortaklık zeminine oturtulmuş ve bu işbirliği çerçevesinde Türkiye, Suriye karşısında özellikle teröre verdiği desteği kesmesi adına bu ilişki elini güçlendirmiştir. Ancak 3 Kasım 2002 sonrasında, Türk dış politikasında karar alıcıların değişmesi neticesinde İsrail güvenlikleştirilirken, İslami diğer aktörler de güvenliksizleştirilmiştir. Bir başka deyişle İsrail'den duyulan tehdit algılaması artarken, dış politika İsrail karşıtı ülkelerin işbirliği ile oluşturulmaya çalışılmıştır. Ardı ardına gelen gerginlikler (Hamas'ın ziyareti, Davos Krizi ve Alçak Koltuk Olayı, vb.) iki ülkenin bölgedeki ittifakını zedelemiştir. Gerginleşen ilişkilere kuvvetli bir darbe de, Mavi Marmara gemisine yapılan İsrail saldırısı vurmuştur. Böylece iki ülke ilişkileri kopma noktasına gelmiştir.