Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Tuğçe Erdinç
Danışman: OGÜN ÜREK
Özet:Rönesans ile beraber kıvılcımları atılan bilimin, Modern Çağ’da hızla ilerlemesi ve Yeni Çağ’da başköşeye oturması ile bir sendeleme yaşayan felsefe, bu süreç boyunca hep bir bilim olma isteği ile var olma mücadelesine girişecektir. Bu yüzyılda, bilim dallarında yaşanan çeşitlenme eğiliminin özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte felsefe dallarında da yaşandığına tanık olmaktayız. Bu noktada örneğin, zihin felsefesi, biyoloji felsefesi, seks felsefesi, beden felsefesi vb birçok felsefe dalının ön plana çıktığını söyleyebiliriz. İşte tezimizin sorunu burada açığa çıkmaktadır. Tezimiz yukarıda adı geçen çeşitlenmelerden biri olan “beden felsefesi”nin tıpkı etik, ontoloji vb. gibi bir felsefe dalı olarak görülüp görülemeyeceğinin olanağını tartışmaktadır. Şüphesiz bu tezde bedenin bir felsefe konusu olup olamayacağı değil, ayrı bir “beden felsefesi”nin bir felsefe dalı olarak olanağı tartışılmaktadır. Bu doğrultuda Birinci Bölüm’de, felsefenin ne türden bir düşünme etkinliği olduğu ortaya konulmuş olup, İkinci Bölüm’de, felsefe tarihinde bedenin günümüze kadar gelinişine değinilerek Michela Marzano’nun “beden felsefesi” anlayışı bir örneklem olarak ele alınmıştır. Üçüncü bölümde ise Ontolojik bakış eşliğinde insan ve felsefe ilişkisi üzerinde durulmuştur. Tezimizin Sonuç Bölümü’nde ise bedenin zaten bir felsefe dalı olarak felsefi antropolojinin sınırları içinde önemli bir tartışma konusu olduğu, oysa felsefenin “bütünlüğü” görme etkinliği olduğundan hareketle kendi başına bir felsefe dalı olamayacağı gösterilmeye çalışılmıştır.