Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, TIP FAKÜLTESİ, TEMEL TIP BİLİMLERİ, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2021
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: SADETTİN DEMİREL
Danışman: Fadıl Özyener
Özet:
Bu çalışmada, irisin
konsantrasyonlarının iletim tipi bir arter olan sıçan torasik aortu
halkalarında vasküler düz kas kontraktilitesine etkileri ve bu etkilerde PKC, MEK1/2, KV, SKCa
ve BKCa’nın rollerinin olabileceği hipotezinin araştırılması amaçlanmıştır.
Çalışmada, 10-12 haftalık
84 adet erkek Wistar Albino sıçan kullanılmıştır. Deney
hayvanlarından izole edilen torasik aort halkalarına ait izometrik kasılma yanıtları izole organ banyosu modeli ile
ölçülmüştür. Araştırmada
kullanılan etken ve bloker/inhibitör maddelere göre 7 deney grubu
oluşturulmuştur. Tüm deney gruplarında 10-5 M PHE ile ön kasılma
oluşturulmuş ve irisinin 10-9-10-6 M aralığındaki
konsantrasyonları kullanılmıştır. Gruplara ait veriler istatistiksel olarak değerlendirilmiş
ve anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir.
İrisin 10-8, 10-7 ve 10-6
M’lık konsantrasyonlarda kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı
düzeyde gevşetici etki göstermiştir (p<0,001). PKC inhibitörü BIM
I (10-7 M için p<0,001), MEK1/2 inhibitörü U0126 (10-7 M için p<0,05), KV blokeri XE-991 (10-7 M için p<0,001), SKCa blokeri apamin (10-7 M için p<0,05) ve BKCa
blokeri TEA (10-7 M için p<0,001) inkübasyonları değişik konsantrasyonlarda irisinle indüklenen gevşeme
yanıtlarını inhibe etmiştir. Bununla birlikte,
BIM I, U0126 ve XE-991 çözücüsü DMSO irisine gevşeme yanıtlarını etkilememiştir
(p>0,05).
Sonuç olarak, irisinin sıçan
torasik aortu üzerindeki fonksiyonel gevşetici etkisine yönelik ilk fizyolojik
bulgulara ulaşılmıştır. Ayrıca, bu çalışma irisinle indüklenen gevşeme
yanıtlarının PKC, MEK1/2, voltaja duyarlı ve kalsiyumla aktive edilen K+
kanalları etkinliğiyle ilişkili olabileceğini bildiren ilk çalışmadır. Deneysel
bulgularımız, irisinin hipertansiyon ve ateroskleroz gibi anormal
vazokonstriksiyonla ilişkili kardiyovasküler hastalıkların
önlenmesinde ve tedavisinde yararlı bir ajan olabileceğini düşündürmektedir.