Merkez Bankası Bağımsızlığı ve Makroekonomik Performans: Türkiye Örneği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2023

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SERKAN KARDEŞ

Danışman: Kadir Yasin Eryiğit

Özet:

Bu çalışma merkez bankası bağımsızlığı ve makroekonomik performans

arasındaki uzun dönemli ilişkileri analiz etmek için göreli olarak yeni bir

yaklaşımı ortaya koymaktadır. Bu bağlamda uzun dönemli bu ilişkiler, bir

eşanlı eşitlikler çerçevesinde ele alınarak ve yapısal kırılmaları dikkate alan bir

koentegrasyon yaklaşımı kullanılarak, merkez bankası bağımsızlığı, enflasyon,

finansal gelişme, ticari açıklık, çıktı açığı, ekonomik kurumsal kalite ve politik

kurumsal kalite değişkenlerini içeren sistem için araştırılmaktadır. Çalışmada,

Türkiye Merkez Bankası Kanunu’nun (1211no’lu / 14 Ocak 1970 tarihli)

yürürlüğe girmesinden başlayıp pandemi döneminin başlangıcı öncesi kapsayan

1972-2019 dönemi için yıllık veriler kullanılmaktadır. Koentegrasyon test

sonuçları, sırasıyla 1991’de yeni bir para programının deklarasyonu ve 2001

krizi sonrası düzenleyici reformlar nedeniyle Türkiye Cumhuriyet Merkez

Bankası Kanun’unda yapılan değişikliklerle ilişkilendirilen 1991-2001 yapısal

kırılma çifti için sistemde iki adet koentegre edici vektörün varlığını

göstermektedir. Sistemde iki koentegre edici denklemin varlığı, endojen olarak

bulunan merkez bankası bağımsızlığı ve enflasyon değişkenlerinin belirmesini

gerektirmiştir. Merkez bankası bağımsızlığı eşitliğinin belirlenmesine göre,

enflasyon ve ticari açıklık ile merkez bankası bağımsızlığı arasında negatif bir

ilişki söz konusu iken finansal gelişme ve kurumsal kalitenin merkez bankası

üzerinde pozitif etkilere sahip olduğu görülmektedir. Diğer yandan enflasyon

olarak belirlenen ikinci eşitlik merkez bankası bağımsızlığı ve çıktı açığının

enflasyon üzerinde negatif etkilerinin olduğunu göstermektedir. Ek olarak, 1991

yılındaki yapısal kırılma için ilk ve ikinci alt periyotlar arasında anlamlı bir

trend kırılması olduğu söylenebilirken, 2001 yapısal kırılması için ikinci ve

üçüncü alt periyotlar arasında anlamlı bir trend kırılması gözlenememektedir.