Geçiş ekonomilerinde makro ekonomik istikrar sorunları: Rusya örneği


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2007

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Esra Güler Çöküntü

Danışman: NALAN ÖLMEZOĞULLARI

Özet:

1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ve 1991’de eski SSCB’nin dağılması, dünya ekonomisini köklü bir şekilde değiştirmiş ve iktisat biliminde çok büyük bir literatür ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sözkonusu dönemde Orta ve Doğu Avrupa ile eski SSCB’de merkezi planlama sistemi ortadan kalkmış ve bu ülkelerde sosyalizmden piyasa ekonomisine geçiş başlamıştır. Hatta Çin ve Vietnem gibi halen daha sosyalist ya da komünist olarak düşünülen ülkelerde bile ekonomik koordinasyon mekanizması geniş kapsamda devlet müdahalesinden piyasa dağıtıma doğru şekil değiştirmiştir. Böylelikle, 1990’dan itibaren sosyalizmden piyasa ekonomisine doğru hareket eden ülkeler, özel bir sınıflandırmayla “geçiş ekonomileri” olarak adlandırılmışlardır. Sosyalizmden piyasa ekonomisine geçiş, çeşitli ekonomik faaliyet alanlarından oluşan son derece kapsamlı ve karmaşık bir süreçtir. Makroekonomik istikrar da bu sürecin önemli bir bileşenidir. Eski merkezi planlı ekonomilerin geçişi Polonya ile başlamıştır. Bu ülke, demokrasiye geçişte ve uluslararası yardım ve tavsiye almada ilk olmuştur. Polonya’da politika yapıcılar serbest piyasa ekonomisine yönelmiş ve hızlı bir şekilde hiperenflasyonu durdurmak, bütçe açıklarını onarmak ve yapısal reformları başlatmak için “şok terapi” (big-bang) stratejisine gereksinim duyulduğu fikrine ikna edilmişlerdir. Benzer strateji, aşamalı bir geçiş stratejisi benimseyen Macaristan, Romanya ve Slovenya hariç, başlangıç durumları ve ayırt edici özellikleri dikkate alınmaksızın diğer geçiş ekonomileri için de tasarlanmıştır. Şok terapinin benimsendiği ülkelerde istikrardan büyümeye doğru hareket için gerçekte Washington Konsensusuna dayalı politika önerileri benimsenmiştir. Bu paketler temelde gelişmekte olan ülkelerde tecrübe edilmiş metodları uygulamıştır. Dolayısıyla, deregülasyon ve ticaret liberalizasyonunun eşlik ettiği politikaların, durgunluğun üstesinden gelmek ve büyümeyi başlatmak için yeterli olacağı varsayılmıştır. Fakat istikrar ve büyüme bazı ülkelerde hedefine ulaşmışsa da özellikle eski SSCB ülkelerinde elde edilen sonuçlar beklenilenin çok altında kalmıştır. Bu çalışmada da temel amaç, sosyalizmden piyasa ekonomisine geçişin spesifik özelliklerine vurgu yaparak geçiş sürecinde yaşanan makro ekonomik istikrar sorunlarını ele almak ve Rusya özelinde bu sorunları ve ana akım iktisat çerçevesinde izlenen politikaların sonuçlarını incelemek