Atlarda ehrlıchosısın seroprevalansı ve bazı klinik ve laboratuvar bulgularının değerlendirilmesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2007

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: GÜNEY KAYA

Eş Danışman: LEVENT AYDIN, ENGİN KENNERMAN

Özet:

Bu çalışmada Adana, Şanlıurfa, İzmir ve Bursa illerinde bulunan atlarda ehrlichiosisin (Granulositik ehrlichiosis - Anaplasma phagocytophilum enfeksiyonu) ELISA (Enzyme Linked Immunoabsorbent Assay) ile tanısının konularak, seroprevalansının belirlenmesi ve bazı klinik, laboratuvar bulguların değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışmanın materyalini Bursa, İzmir, Adana ve Şanlıurfa illeri Türkiye Jokey Kulübü Hipodromları At Hastaneleri ve Şanlıurfa ilindeki yetiştirici çiftliklerinden farklı ırk, yaş ve cinsiyette toplam 350 adet at oluşturdu. Çalışmada Bursa ve İzmir bölgesinden 100 er adet, Adana ve Şanlıurfa bölgesinden 75’er adet at kullanıldı. Tüm atların klinik ve hematolojik muayeneleri yapıldı ve serum örneklerinden ELISA yöntemi kullanılarak A. phagocytophilum antikorları araştırıldı. Yapılan ELISA analizleri sonucunda çalışma materyalini oluşturan 350 atın 33 tanesinin A. phagocytophilum yönünden sero-pozitif (% 9.42), 317 tanesinin sero-negatif (% 90.58) olduğu, olduğu tespit edildi. Klinik muayene sonucunda iştahsızlık, yüksek ateş, lenf yumrularında büyüme, ikterus gibi klinik bulgular saptanan dört atın seropozitif olduğu belirlendi. Hematolojik bulgular değerlendirildiğinde A. phagocytophilum seropozitif atlarda trombosit (PLT) sayılarının sero-negatif atlardan daha düşük (p<0.01) olduğu saptandı, total lökosit (WBC), eritrosit sayısı (RBC) ve hematokrit değer (Hct) de anlamlı bir fark tespit edilemedi. Rutin biyokimyasal parametrelerdeki değişimler irdelendiğinde Anaplasma phagocytophilum sero-pozitif atlarda serum kreatinin düzeylerinin belirgin düzeyde (p<0.001) daha yüksek, albumin düzeyinin ise daha düşük (p<0.001) olduğu saptandı. Sonuç olarak, hastalığın ülkemizde seroprevalansının %9.42 olduğu ve aynı zamanda zoonotik potansiyeli olan bu enfeksiyonunun halk sağlığı açısından da önemli olabildiği dikkate alınmalıdır. Ayrıca, veteriner hekimlerin yüksek ateş, iştahsızlık, sarılık, peteşi ve ekimoz gibi belirtilerin görüldüğü olgularda tanı-ayırıcı tanı prosedüründe A. phagocytophilum enfeksiyonunu da düşünmeleri gerektiği kanısına varılmıştır.