Çilekte kurşuni küf (Botrytis cinerea pers: ex. fr.) hastalığına karşı bakteriyel antagonistlerin saptanması, etkilerinin belirlenmesi ve populasyon dinamiklerinin izlenmesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2009

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Kadir İlhan

Danışman: ÖZGÜR AKGÜN KARABULUT

Özet:

Bu çalışmada, 2005 ve 2006 yıllarında bazı bakteriyel antagonistler kullanılarak çileğin en önemli hastalığı olan Botrytis cinerea'nın hasat öncesi ve sonrası dönemde engellenmesi araştırılmıştır. Bu amaçla 219 adet bakteriyel antagonist adayı izolat 2004 yılında Bursa ve çevresinde ticari olarak çilek yetiştiriciliği yapılan Keles, Kestel, ve Uludağ'da bulunan bahçelerdeki çilek bitkilerinin farklı organlarından izole edilmiş ve etkinlikleri çilek meyveleri üzerinde ön denemeler ile belirlenmiştir. Ön denemeler sonucu 10 bakteriyel izolatın etkili olduğu bulunmuştur. Bu izolatların LOPAT testleri ve tür teşhisleri yapılmıştır. Etkili bulunan izolatların tür teşhişleri sonucu Bacillus megaterium ve Pseudomonas vesicularis olduğu anlaşılmıştır. Bu iki izolatın biyolojik savaşımda kullanılabileceği bulunmuştur. P. vesicularis'in biyolojik savaşımda kullanılması literatür için yeni bir kayıt olmuştur. Bu iki izolata ek olarak bezelyeden izole edilmiş fluoresant özellik gösteren bir Pseudomonas fluorescens izolatı da arazi denemelerine dahil edilmiştir. Arazi denemeleri sonucunda, 2005 ve 2006 yıllarında tüm antagonist bakteri uygulamalarının sentetik fungisit kadar etkili olduğu bulunmuş ve etki düzeylerinin %26.84 ile %47.36 aralığında olduğu tespit edilmiştir. Hasat sonundaki enfekteli meyve yüzdeleri incelendiğinde ise 2005 yılında P. vesicularis ve B. megaterium'un, 2006 yılında ise tüm antagonist bakteri uygulamalarının etkili oldukları görülmüştür. Bakterilerin populasyon değişimleri antibiyotik işaretleme ve RAPD-PCR tekniği ile izlenmiştir. Arazide çalışmalarında uygulamadan bir hafta sonra antagonist bakteri populasyonlarının antibiyotik ile işaretleme yönteminde 104 cfu/meyve düzeyinde, RAPD-PCR tekniğinde ise 103 cfu/meyve düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Hasat sonunda ise antagonist bakteri populasyonları antibiyotik ile işaretleme yönteminde 105 cfu/meyve düzeyinde, RAPD-PCR tekniğinde ise 104 cfu/meyve düzeyinde bulunmuştur. Soğuk hava deposunda antagonist bakterilerin canlılıklarını devam ettirebildiği belirlenmiştir. RAPD-PCR tekniğinin bakterilerin populasyonunun izlenmesinde diğer yöntemlerin doğruluğunu test etmek açısından yararlı olduğu tespit edilmiştir.