İhracata yönelik vergi teşvikleri ve Türkiye uygulaması


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2006

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Yeşim Horoz

Danışman: Reyhan Leba

Özet:

Teşvik, devlet tarafından çeşitli amaçlarla özel ve/veya kamu teşebbüslerine bir karşılık mukabilinde veya karşılıksız olarak yapılan aynî veya nakdî yardımlardır. Ülkeler teşvik politikalarına birçok nedenle başvurabilmektedir. Bunlardan biri de ihracatın arttırılmasıdır. Teorik olarak ihracatın gelişmesi ekonomik kalkınma üzerinde olumlu etkiler yaratarak gelişmeyi uyarır ve milli gelir seviyesini yükseltir. Bu amaca ulaşabilmek için başvurulan ihracat teşvik politikası araçlarından biri de vergi teşvikleridir. İhracata yönelik vergi teşvikleri muafiyet, istisna, indirim, düşük vergi oranı ve vergi ertelemeleri şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Türkiye’de 1980 sonrası ihracata dayalı sanayileşme modeline geçilmesi ile birlikte ihracat teşvikleri özellikle nakdi teşvikler şeklinde uygulanmıştır. Ancak DTÖ’ nün dış ticaret politikaları ve ihracat teşvik mekanizmalarında radikal değişiklikler yapması ile birlikte DTÖ üyesi olan Türkiye’nin ihracat teşvik politikalarının uluslararası taahhütlerimize uygun olarak düzenlenmesi gerekmiştir. Böylece Türkiye’de ihracata yönelik olarak, özellikle bölgesel teşvikler ve vergisel teşvikler önem kazanmıştır. Türk vergi mevzuatında yer alan ve güncel olarak uygulanmakta olan ihracata yönelik başlıca vergi teşvikleri; dahilde işleme rejimi, vergi, resim, harç istisnası, ihracatta götürü gider uygulaması, KDV istisnası ve tecil terkin uygulaması ve ÖTV istisnası’dır. Her müdahalede olduğu gibi teşvikler konusunda da, elde edilen faydalar ile katlanılan maliyet arasındaki fark, müdahalelerin haklılığını ya da haksızlığını oluşturmaktadır. Vergi teşvik uygulamalarının da sürdürülmesini savunabilmek için, amaçların gerçekleştiğinin toplum gözünde kabul edilmesi gerekir. Mevcut teşviklere yönelik en büyük eleştiriler de bu noktada yoğunlaşmakta ve teşviklerin amacından uzaklaştığı düşünülmektedir. Bu nedenle genel vergi reformuna paralel olarak, diğer teşviklerle birlikte ihracata yönelik vergi teşviklerinin tekrar ele alınması gerekmektedir.