Sinop, Samsun ve Trabzon'da kolera salgınları, karantina teşkilatı ve kamu sağlığı hizmetleri (1876-1914)


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İsmail Yaşayanlar

Danışman: SAİME YÜCEER

Özet:

Bu tez çalışmasının ana hedefi XIX. yüzyılda büyük pandemiler halinde dünyaya yayılan ve Osmanlı coğrafyasında epidemiler halinde kendini gösteren kolera hastalığı ile mücadelede belediyecilik, karantina ve kamu sağlığı uygulamalarının kurumsallaşma sürecini Sinop, Samsun ve Trabzon kentleri örneklerinde incelemektir. Kolera özellikle demografik ve ekonomik hareketliliğin yoğun olduğu, kentsel altyapı ve üstyapı sorunları bulunan kentlerde sıklıkla görülen bir salgın hastalıktır. Bu bağlamda Sinop, Samsun ve Trabzon hem sosyal ve ticari hareketliliğin yoğun olduğu hem de altyapı ve üstyapı sorunlarıyla boğuşmaları sebebiyle, koleranın yayılması için uygun ortam teşkil etmiştir. Bu çalışma Osmanlı Devleti'nde özellikle Meşrutiyet döneminden itibaren sağlık alanında modernleşme teşebbüsleri, kamu sağlığı pratiklerinin uygulamaya konulması ve karantina teşkilatının kolerayla mücadeleye uygun bir hale getirilmesi sürecine de ışık tutmaktadır. Bu tez çalışması sonuçları itibariyle koleranın tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı Devleti'nde de kamu sağlığı uygulamalarını hayata geçirmede en büyük tetikleyici olduğunu ortaya koymuştur. Karantina teşkilatının kolera ile mücadeleye uygun olarak revize edilmesi, tahaffuzhanelerin klasik tecrit yapılarından modern dezenfeksiyon merkezlerine dönüşmesi, taşra hekimlerinin merkezden tayin edilmesi ve halkın faydalanabileceği hastane yapılarının inşasına başlanması sürecinde koleranın kurumsal gelişime pozitif bir ivme kazandırdığı aşikardır. Ancak Sinop, Samsun ve Trabzon örneklerinde de görüldüğü üzere Osmanlı Devleti, kolerayla mücadele karşısında köktenci çözümler üretmek ve uygulamalar yapmak yerine, anı kurtaran, geçici nitelikte kriz yönetimi uygulamaları ile hastalığı önlemeye çalışmıştır. Bu durum kentsel hijyenin tesis edilememesi, halka temiz içme suyunun sağlanamaması, altyapı ve üstyapı sorunlarının giderilememesi sebebiyle kolera gibi ancak yüksek ısıda yok edilebilen bir bakterinin yol açtığı hastalığın tekrar tekrar Osmanlı şehirlerinde salgın halini almasına sebep olmuştur.