Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2016
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: CRISTINA MINDICANU
Danışman: FERHAT PİRİNÇÇİ
Özet:Türkiye, NATO'nun Avro-Atlantik bölgesindeki üyelerini ortaklarını korumaya yönelik bir balistik füze savunma sistemi geliştirmeye ve yerleştirmeye odaklı yeni stratejik konsept içinde yer almayı 2010 yılında onayladı. Türkiye'nin balistik füze savunma sistemi içinde yer almayı kabul etmesi, gelecekte Türkiye'nin NATO güvenlik kalkanı içinde yer alması ile ilgili belirsizliği ortadan kaldırmış oldu. Dış politikada, bölgesel ve uluslararası ilişkiler açısından son on yılda ısrarcı bir şekilde bağımsız bir yol izlenmesi amaçlansa da, bu birliktelik Türkiye için NATO'nun önemini sergilemektedir. BMD sistemlerinin kabul edilmesi Türkiye için, bu projeden hoşnutsuz olma adına kendileri açısından geçerli sebepleri bulunan İran ve Rusya ile olan ilişkileri bakımından bazı önemli riskler oluşturmaktadır. Muhtemel sonuçlarına rağmen, Orta Doğuda ve komşu ülkelerde süregelen konjonktürle ilişkili olarak, Türkiye bir adım daha ileri atmış ve önceden Avrupa'nın bazı bölgeleri için düşünülen fakat daha sonra sağladığı ilave zaman avantajı sebebiyle ön plana çıkan Türkiye'nin güneydoğu bölgesinde bir radar kurulmasına onay vermiştir. Bu tez, Türkiye'nin balistik füze savunma sistemine dahil olmasının Türkiye için uzun vadede ortaya çıkaracağı etkileri incelemektedir. NATO'nun caydırıcılık duruşunda belirgin bir kayma gerçekleştirerek füze savunma sistemi konuşlandırması ve bu projede Türkiye'nin aldığı kilit rol, her iki tarafın da birbirisi için ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha göstermektedir. Bu konudaki araştırma kapsamında, ilk bölüm nükleer caydırıcılık, ikinci bölüm NATO'nun caydırıcılığına Soğuk Savaş döneminden başlayarak bir tarihsel bakış, üçüncü bölüm NATO füze savunma sistemi, son bölüm ise balistik füze savunma sisteminde Türkiye'nin rolü, karlılaşabileceği zorluklar ve gelecek süreçler bakımından incelemektedir.