Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2013
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: VEYSEL KAYA
Danışman: AHMET SAİM KILAVUZ
Özet:Ortaçağ İslam Dünyasının büyük düşünürü İbn Sînâ sadece tıp ve felsefe gibi alanlarda değil, dinî ilimlerde de geniş etkilere yol açmış bir isimdir. Kelâm tarihi özelinde İbn Sînâ’nın etkisi Gazâlî ile başlatılmaktadır. Eş‘arî kelâm ekolüne mensup olan Gazâlî, İbn Sînâ’nın eserlerini inceleyerek sistematik tarzda eleştiri getiren ilk kelâmcı olma hüviyetindedir. Gazâlî ile başlayan ve Fahruddîn Râzî gibi alimlerle doruğa ulaşacak olan, felsefenin kelâm ilmine dahil edilme sürecinde tek yönlü değil, aksine karışık mekanizmalar söz konusudur. Kelâmcılar İbn Sînâ’nın düşünce ve eleştirilerini dikkate almışlar, ancak bunu yaparken onun duruşlarını kendi düşünce geleneklerini temele alarak ve bir arka plana oturtarak gerçekleştirmişlerdir. İbn Sînâ’nın kelâmı etkisininin mahiyetini konu alan bu tez, bu etkiyi kelâmın en temel problemini oluşturan uluhiyet anlayışı etrafında ve İbn Sînâ’nın sisteminin merkezindeki kavramlar olan zorunluluk-imkân kavramları çerçevesinde ele almaktadır. İbn Sînâ etkisinin Fahrüddîn Râzî sonrasında iyice belirginleşmesi olgusu karşısında, İbn Sînâ’dan Râzî’ye kadarki yaklaşık iki yüzyıllık döneme yoğunlaşmaktadır. Bunu yaparken İbn Sîna’nın ele alınan konulardaki etkisinin kelâmî gelenek içinde hangi noktalarda değerlendirilmesi gerektiğini önemle vurgulamaktadır. Bu amaca yönelik olarak, tezde ilk olarak İbn Sînâ’nın kelâmî düşünceyle nasıl bir iletişim içinde olduğu incelenmiş, sonra Allah’ın vâcibü’l-vücûd olarak isimlendirilmesinde ve buna bağlı olarak Allah’ın varlığını ispatta kullanılan “imkân delili”nde İbn Sînâ’nın ne derece rolü olduğu sorgulanmıştır. Kelâmın uluhiyyet ve varlık anlayışında iki önemli başlık olan varlık-mahiyet problemi ve Allah’ın sıfatlarının niteliği konuları çerçevesindeki değerlendirmelerle tez sonlandırılmıştır.