Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2015
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: BUSE USTA
Danışman: LÜTFİYE YILMAZ ERSAN
Özet:Bu çalışmada, ülkemizde yetiştirilen Kastamonu yöresine ait orkide türlerinden elde edilen salep tozunun bazı Bifidobacterium türlerinin gelişmesi üzerine etkisi, in vitro koşullarda belirlenmiştir. Çalışmada kullanılan Bifidobacterium türleri firma tarafından önerilen bazal gelişme ortamı ve Tripton Pepton Maya Ekstraktı (TPY) kullanılarak aktif hale getirilmiştir. Salep tozunun %2,5'luk solüsyonları hazırlanarak filtre sterilizasyon işlemi uygulanmış ve steril substrat solüsyonları son konsantrasyonu %0,5, %1, %2 ve aktive edilen Bifidobacterium türleri oranı % 2 olacak şekilde TPY sıvı besiyerine ilave edilerek 37°C'de 48 saat inkübasyona bırakılmıştır. Salep tozu içeren bazal ortamda geliştirilen kültürlerden, prebiyotik fermentasyonun 0., 12., 24., 36. ve 48. saatlerinde örnekler alınmıştır. Ayrıca hiç karbonhidrat içermeyen ve %1 oranında glukoz içeren örnekler kontrol numunesi olarak kullanılmıştır. Bu örneklerde pH, hücre yoğunluğu (OD600), prebiyotik aktivite sayısı (PAS), spesifik gelişme oranı (µ), kısa zincirli yağ asitleri (KZYA) miktarı (g/L), laktik asidin toplam KZYA 'ya oranı değerleri belirlenmiştir. Sonuçlar incelendiğinde, salep tozunun Bifidobacterium türlerinin gelişmesini desteklediği, prebiyotik fermentasyon süresince pH değerlerinin düştüğü ve besi ortamındaki hücre yoğunluğu değerlerinin yükseldiği saptanmıştır. En düşük pH ve en yüksek hücre yoğunluğu değerlerinin besi ortamında B. infantis varlığında elde edildiği tespit edilmiştir. Fermentasyon süresince üretilen kısa zincirli yağ asitlerini büyük oranda laktik ve asetik asit ile daha düşük miktarlarda propiyonik ve bütirik asit oluşturmaktadır. Bifidobacterium türleri tarafından üretilen toplam kısa zincirli yağ asidi miktarı incelendiğinde en yüksek değerler B.infantis içeren besi ortamlarında belirlenmiştir (p<0,01). Sonuç olarak, salep tozunun Bifidobacterium türlerinin gelişmesi/aktivitesi üzerine olumlu etki gösterdiği farklı çalışmalarla da desteklenerek prebiyotik potansiyele sahip bileşen olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.