Hadis ilminde teşeddüd ve tesâhül (Cerh-ta'dîl ve hadislerin tahammül ile edâsında)


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, İLAHİYAT FAKÜLTESİ, TEMEL İSLAM BİLİMLERİ, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2018

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: AHMET YASİN DİNÇER

Danışman: Mutlu Gül

Özet:

Senet ve metin olmak üzere iki kısımdan meydana gelen hadislerin tashîh ve taz'îfi ictihadî bir iştir. Dolayısıyla bazı muhaddisler tarafından sahih sayılan hadisler, bazılarınca zayıf hatta uydurma kabul edilebilmiştir. Hadislerin Hz. Peygamber'e olan aidiyetini araştırırken çoğunlukla rivayetlerin senetlerini tetkik eden hadisçiler, râvileri tenkit ederken farklı kriterler esas almışlardır. Hadis ilminin "cerh-ta'dîl" sahasında incelenen râviler, metâin-i aşere adı verilen on noktadan eleştiriye tâbi tutulmuşlardır. Bu tenkit esnasında bazı âlimler, ince eleyip sık dokuyarak teşeddüd göstermişler, bazıları da müsamahakâr ve mütesâhil davranmışlardır. Muhaddislerin râvilere olan bu farklı yaklaşımları, rivayetlerin sahih ve zayıf sayılmasına etki etmiştir. Bu çalışmada, âlimlerin hadis râvilerini tenkit ederken, hangi noktada teşeddüd ve tesâhül gösterdikleri ele alınmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda bu yaklaşımlarının sebepleri tespit edilmeye gayret edilmiştir. Bu tespit yapılırken, ricâl kaynaklarından istifade edilmiş, âlimlerin müteşeddid ve mütesâhil münekkitlerin verdiği hükümlere yaptığı yorumlara işaret edilerek, müteşeddid ve mütesâhil muhaddislerden istifade edilirken dikkat edilmesi gereken hususların neler olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Böylece, bugün senet tenkidi yapılırken geçmiş âlimlerin hükümlerinden yararlanma esnasında nelerin göz önünde bulundurulması gerektiği sorusuna cevap aranmıştır. Cerh-ta'dîldeki tesâhül ve teşeddüdden sonra, hadislerin sıhhatini doğrudan etkilemesi sebebiyle, hadislerin nakli meselesi tesâhül ve teşeddüd açısından, hadis usulü eserlerinden istifade edilerek araştırılmıştır. Bunun neticesinde; müteşeddid ve mütesâhil âlimlerin hükümleri, diğer münekkitlerin hükümlerine muvafık olduğunda kabul edilmeli, aksi takdirde çoğunluğun görüşü alınmalıdır sonucuna ulaşılmıştır.