Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Bursa Uludağ Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2020
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: ELİF KUTLU
Danışman: Ahu Öztürk
Özet:Bu çalışmanın ana amacı; kuşaklar arası değer aktarımına dair seçici süreğenlik ve fark bakış açısını Schwartz’ın Temel İnsani Değerler Kuramı üzerinden, göçmen ve yerli anne-kız çiftlerinde incelemektir. Bu noktadan hareketle, değerler ile anne-kız çiftlerinin günlük yaşamlarını anlamlandıran sosyo-demografik faktörler, temel stres kaynakları ve farklı kimlikler ile özdeşleşme düzeyleri arasındaki ilişkiler de araştırılmıştır. Mevcut araştırmanın örneklemini 64 göçmen ve 65 yerli anne-kız çiftleri oluşturmuştur. Bulgular, beklendiği gibi dört temel değer ile kadının eğitim düzeyi ve algıladığı sosyo-ekonomik statünün anlamlı ilişkiler gösterdiğini, gelir düzeyinin ise yalnızca özgenişletim temel değeri ile ilişkili olduğu yönündedir. Hem göçmen hem de yerli çiftlerde; annelerin kızlarına kıyasla muhafazacı yaklaşımı daha fazla benimsemeleri ve daha az yeniliğe açık olmaları; özaşkınlık temel değerinin ise kuşaklar arasında değişmemesi, seçici süreğenlik ve fark görüşünü desteklemektedir. Özgenişletim temel değerinin kuşaklar arası aktarımına dair örüntü ise göçmen olan ve olmayan anne-kız çiftlerine özgü sonuçlanmıştır. Buna göre, göçmen grupta özgenişletim temel değeri kuşaklar arasında farklılaşmakta, yerli grupta ise kuşaklar arasında süreğenlik göstermektedir. Değerler ve stres kaynakları arasındaki ilişkiler incelendiğinde; yeniliğe açıklık, özaşkınlık ve özgenişletim temel değerlerinin toplumsal cinsiyet rolü stresi ile pozitif yönde ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Göçmen anne-kız çiftlerinin yeniliğe açıklık ve özaşkınlık temel değeri ise kültürleşme stresi ile negatif yönde ilişkiler göstermektedir. Bu bulgu grubu, değerlerin stres alanına özel bir etkisi olabileceğine dair bir fikir vermektedir. Göçmen anne-kız çiftlerinin ev sahibi kültürle etkileşim düzeyindeki artış kültürleşme stresindeki anlamlı düzeyde azalma ile ilişkili ve bu ilişkiler göçmen birinci kuşak anneler için daha kuvvetlidir. Hem göçmen hem de yerli annelerin kızları toplumsal cinsiyet rolü stresini annelerine kıyasla daha yüksek düzeyde deneyimlemektedir. Sonuçlar, değer aktarımında seçici süreğenlik ve fark hipotezine bu örneklemde yer alan anne-kız çiftleri için destek vermekle birlikte, kuşaklar arası değer geçişini anlamada farklı geçmişe sahip kültürel gruplarda incelemenin umut verici bir yol olabileceğine işaret etmektedir. Bulgular, değerlere dair kuşaklar arası aktarım çerçevesinde tartışılmış ve araştırmanın sınırlılıkları hakkında da bilgi verilmiştir.