İç göç ve aile bağlamında kadınların iyi oluş ve dayanıklılığı


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: HÜMEYRA DERVİŞOĞLU AKPINAR

Danışman: Ahu Öztürk

Özet:

Bu araştırmanın temel amacı; kültürleşme ve uyum sürecinde dezavantajlı bir konumda olan göçmen kadınların yeni çevreye uyumunu psikolojik açıdan ele almaktır. Bu amaç doğrultusunda, göç süreci ve kültürleşme, benlik kurguları ve ailenin psikolojik işlevselliği ile kadının iyi oluş ve dayanıklılığı arasındaki doğrudan ve dolaylı ilişkiler incelenmektetir. Beklenen ilişkileri oluştururken, iç göç bağlamı için Berry'nin (1997) Kültürleşme Kuramı, aile bağlamı için ise Kağıtçıbaşı'nın (2012) Aile Değişim Modeli ile Gülerce'nin (2007) Dönüşümsel Aile Modeli'nden yararlanılmıştır. Psikolojik uyum; öznel (yaşam doyumu, olumlu ve olumsuz yaşantılar) ve psikolojik iyi oluş ile psikolojik sağlamlık kavramları ile tanımlanmıştır. Araştırmanın örneklemini Bursa, Ankara ve İstanbul illerine Türkiye'nin herhangi bir diğer ilinden, iç göç yoluyla gelen ve en az bir yıldır bu illerden birinde yaşamakta olan, toplam 215 göçmen kadın oluşturmaktadır. Veriler kartopu örnekleme yöntemi kullanılarak gönüllü göçmen kadınlardan elde edilmiştir. Veri toplama sürecinde katılımcılardan demografik bilgi formu ve yedi ölçekten oluşan bir anket formunu doldurmaları istenmiştir. Araştırmanın bulguları beklentilerimize uygun olarak, göçmen kadının psikolojik uyumunun iç göç (sosyo-ekonomik konum, göç kararı, göçe dair beklentiler, kültürel mesafe, kültürleşme stratejileri, sosyal destek) ve aile bağlamıyla (benlik kurguları ve ailenin psikolojik işlevselliği) yakından ilişkili olduğunu göstermektedir. Regresyon ve aracı analiz sonuçları göçmen kadının psikolojik uyumuna; göç ve kültürleşme değişkenleri ile benlik kurgularının hem doğrudan hem de dolaylı, ailenin psikolojik işlevselliğinin ise sadece dolaylı olarak etkilerini göstermektedir. Buna göre; yüksek sosyo-ekonomik konumun, isteyerek göç etmenin, göçe dair beklentilerin gerçekleşmesinin, iki kültür arasındaki farkın olumlu olarak algılanmasının, bütünleşme stratejisinin, özerk-ilişkisel benlik kurgusunun ve sosyal desteğin (arkadaş, komşu ve sosyal aktivitelerden sağlanan sosyal destek) göçmen kadının psikolojik uyumu açısından koruyucu; marjinalleşme ve ayrılma stratejisi ile özerk benlik kurgusunun ise birer risk faktörü olarak işlev sergilediği söylenebilmektedir. Bu bulgular, göçmen kadının ruh sağlığının hem göç öncesi hem de göç sırasındaki süreçlerden etkilenebileceği şeklinde yorumlanarak, çalışmanın katkısı ve sınırlılıkları tartışılmıştır.