Meme kanserli hastalarda ağrı ve uzuv kaybına (mastektomi) bağlı depresyon düzeylerinin yaşam kalitesi ve dindarlık ile ilişkisi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: EMİNE KURT

Danışman: AHMET ALBAYRAK

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Bu araştırmanın amacı, meme kanseri kadın hastalarda, ağrı ve mastektominin neden olduğu uzuv kaybına bağlı depresyon ile yaşam kalitesi ve dindarlık arasındaki ilişkileri belirlemektir. Araştırmanın örneklemini, Bursa Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Polikliniği'nden seçilen 360 meme kanseri kadın oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan ölçme araçları, Beck Depresyon Envanteri, EORTC QLQ C-30 Yaşam Kalitesi Ölçeği, Ok-Dini Tutum Ölçeği ve Sayısal Ağrı Skalası'ndan oluşmaktadır. Araştırmaya katılan hastalar arasında anlamlı farklılıklar, etkileşim ve korelasyonlar bulunduğu tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre ağrı algısı ile depresyon arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Depresyon ile yaşam kalitesinin fonksiyonel durum ve genel iyilik hali boyutları arasında negatif yönde, semptom kontrolü boyutu arasında ise pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Dini tutum ve dini tutumun davranış, duygu ve ilişki alt boyutları ile ağrı algısı arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Dini tutum ve dini tutumun tüm alt boyutlarındaki puan ortalaması, olumlu beden algısına sahip hastalarda, olumsuz beden algısına sahip hastalardan anlamlı olarak daha yüksektir. Dini tutum (toplam) ve ayrıca dini tutumun tüm alt boyutları (davranış, duygu, ilişki) ile depresyon arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Dini tutum (toplam) ile yaşam kalitesinin Genel İyilik Hali boyutu arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca dini tutumun davranış alt boyutu ile yaşam kalitesinin Fonksiyonel Durum ve Genel İyilik Hali boyutları arasında da pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Dini tutum ve yaşam kalitesinin diğer boyutları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir.