Avrupa Birliği sürecinin Türk savunma harcamalarına etkisi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2008

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: FİKRULLAH ERDEM

Danışman: METİN ERDEM

Özet:

Savunma harcamaları tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de oldukça önemli bir yere sahiptir bütçeden önemli bir pay almaktadır. Türkiye soğuk savaş yıllarında Sovyetler Birliği'nin yayılmacı politikasına karşı 1952 yılında NATO'ya üye olmuştur. Türkiye NATO güvenlik şemsiyesine katılmakla savunma harcamalarını daha da artırmadan yüksek bir güvenlik düzeyine ulaşmıştır.Küreselleşme ile birlikte bölgesel entegrasyonlar da hız kazanmış çeşitli ittifak arayışları ortaya çıkmıştır. Bu entegrasyonu en iyi uygulayan Avrupa olmuştur.AB kendi güvenlik politikasını kurma yolunda, Türkiye ise AB'ye üyelik süreci içindedir. Türkiye'nin savunma ihtiyacını gerektiren nedenler gerek AB, gerekse NATO ülkelerinden farklılık arz etmektedir. Türkiye'nin tehdit algılaması daha farklıdır. Çünkü Türkiye dünyanın en istikrarsız bölgesinde bulunmaktadır. Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar dünyadaki en önemli kriz bölgeleridir.Avrupa'nın NATO dışında bir güvenlik sistemi oluşturması ciddi bir savunma gideri anlamına gelmektedir. Avrupa'nın bugünkü güvenlik yapısıyla üye devletler, soğuk savaşın sona ermesi ve hâlen devam eden NATO güvenlik şemsiyesine rağmen savunma harcamalarını azaltamamışlardır.AB AGSP'yi NATO'dan daha yüksek bir güvenlik düzeyine çıkaramadığından, bugüne kadar olan Türkiye'nin AB sürecinin Türk savunma harcamalarına önemli bir etkisinin olmadığı söylenebilir. Ayrıca AB'de savunma harcamaları incelendiğinde, özellikle AB'ye üye ülkelerin üyelikten önceki ve sonraki savunma harcamaları düzeyinin korunduğu görülmektedir.Bugünün güvenlik ortamında; Türkiye özellikle bölgesindeki istikrarsızlık ortamının barış ortamına bırakılmadığı ve komşu ülkelerin savunma harcamalarının azalmadığı sürece kedini güvende hissedemeyecektir. Bütün bunlara değişen yeni tehdit algılamasında da tanımlanan ve dış desteğe de sahip terör sorunu eklenince Türkiye'nin caydırıcılığı yüksek bir silahlı kuvvetler bulundurmaya, dolayısıyla savunma harcamalarını mevcut düzeyde tutmaya devam edeceği değerlendirilmektedir.