Nasır sonrası dönemde Müslüman kardeşler: İşbirliği ve çatışma döngüsünde rejimle ilişkiler


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Uludağ Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ÖZGE GÖKÇEN TERZİ

Danışman: CAFER TAYYAR ARI

Özet:

Çalışmanın temelini modern İslami hareketlerin öncüsü olarak kabul edilen ve Hasan el-Benna tarafından kurulan Müslüman Kardeşler'in rejimle olan ilişkileri oluşturmaktadır. Çalışmada Müslüman Kardeşler Hareketi'nin 1952 Devrimi sonrası üç Mısır hükümeti ile yaşadığı inişli çıkışlı siyasi ilişki ve ayrıca Arap Baharı sonrasında ki bir yıllık kısa iktidar dönemi incelenmektedir. Analiz çerçevesi olarak konstrüktivizmin kullanıldığı bu çalışmada ilişkilerin uzlaşı ve tavizlerle başladığı ancak daha sonra çatışmaya dönüştüğü görülmüştür. Gerek işbirliğinden çatışmaya doğru evrilen bu ilişkinin dönüm noktalarında gerekse Ârap Baharı sonrasında iktidara gelen Müslüman Kardeşler'in 3 Temmuz'da bir darbe ile yönetimine son verilmesinde, iktidarların çıkarları doğrultusunda belirlediği kimlikler ve kimlikleri doğrultusunda yeniden şekillendirdikleri çıkar algılarının önemli bir etken olduğu gözlemlenmiştir. Konstrüktivistlere göre devletlerin de bireyler gibi kimlikleri ve bununla orantılı olarak değişen çıkarları vardır ve kimlik ve çıkarlar devletlerin davranışlarına yön vermektedir. Mısır siyasal tarihine bakıldığında da iktidarların kimlik tercihlerinin onların gerek iç gerekse dış politikalarına yansıdığı görülmektedir. Nasır'ın politikalarını Arap milliyetçiliği kimliği belirlemiş ve ülkenin Batı karşıtı bir pozisyon almasına neden olmuştur. Sedat ise iktidarının meşruluğunu sağlamak adına önce İslami kimliğini ön plana çıkarmış, daha sonra bu kimliği öteki olarak ilan ederek politika üretmeye çalışmıştır. Sorunlarını Batı karşıtı bir kimlikle değil de ABD'nin desteğini alarak çözebileceğini düşünen Sedat, İsrail ile anlaşma masasına oturmuştur. Mübarek döneminde Batı yanlısı kimlik korunmuş ve ülke ABD'nin müttefiki olarak tanımlanmıştır. Kısa süren Mursi iktidarında ise İslami kimlik yeniden gün yüzüne çıkmış fakat gerek ülke içi gerekse uluslararası camia da meşruiyet sorunu yaşamaya devam etmiş en nihayetinde de bir darbeyle iktidarına son verilmiştir.