Farkın Sınırı: İslam Sanatlarında Sentezin Tikel Olana Etkileri


Creative Commons License

Çelik Y. E.

Sanatın Ritmi IV. Uluslararası Sanat Sempozyumu, Kocaeli, Türkiye, 12 - 16 Mayıs 2025, ss.135-136, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Kocaeli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.135-136
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Bursa Uludağ Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Gelişim çerçevesi ve varoluş biçimleri dolayısıyla İslam sanatları olarak adlandırılması daha uygun düşecek olan hat, tezhip, minyatür gibi sanatların güncel ürünleri incelendiğinde hızlı bir evrilmeye tabi olduğu görülmektedir. Bu evrilme, tanımları geçişken formları ise esnek bir hale getirmektedir. Elbette sanatın kendini güncelleme ve yeni formlar oluşturma gücü yadsınamaz bir gerçektir. Ancak İslam sanatlarındaki bu değişim sürecine dair felsefi düzlemde tanımlayıcı ve sorgulayıcı argümanların üretimi de önem arz etmektedir. İslam sanatlarındaki yenilik/fark arayışı içerisinde devam eden bu süreçte, bir noktada resimleşmeye yüz tutan bir tutumla bahse konu sanatların sınırlarını belirleyen, mahiyetine dair tanımların esnediğine şahit olunmaktadır. Bu çalışmayla tam da bu noktadan tanımlamaları merkeze alarak İslam sanatlarının güncel uygulamalarında meydana getirilen sentez eserlerde geçişkenlik ve esnemeleri araştırarak sanatların özsel oluşlarının sınırları aranmaktadır. Böyle bir yaklaşımla İslam sanatlarının bizatihi varoluş biçimlerine dair literatürü güncel verilerle genişleterek, İslam sanatlarının gelecekteki devamlılığına katkı sunmanın önemi üzerinde durulmaktadır. Araştırma, geleneksel kalıplar içinde olmasına rağmen resimselliği ön plana çıkan eserleri -özellikle hat sanatında “yeni tarz” olarak anılan uygulamaları- temel kavramlar üzerinden inceleyerek klasikle arasındaki bağlantıyı sorgulamaktadır. İslam sanatlarında teknik ve içerik yönünden meydana gelen esnemelerin, her ne kadar bir farklılık aramak adına yapılsa da farkın sınırları çizilmediği için esasta sanatların varoluş ve mahiyetlerine dair bir şaibe getirdiği görülmektedir. Bu tür yaklaşımların giderek esasa dayalı bir yapı kazanması ile İslam sanatlarının tikel alanları kaybolarak başka bir sanat içerisinde erime ve hüviyetini kaybetme sorunu doğmaktadır. Bu çerçevede İslam sanatlarına dair efradını cami, ağyarını mâni tanımlamaların merkeze alındığı düşünsel bir literatürün oluşturulması, farklılığın sınırlarını çizmek adına elzem görünmektedir.