ATATÜRK YOLU DERGİSİ, sa.72, ss.308-323, 2023 (Hakemli Dergi)
Jeopolitik, doğal çevre koşullarının ve coğrafi durum özelliklerinin
devlet politikasına belirlediği hedefleri çizdiği ve aşıladığı
karakteri inceler. Başka bir deyişle jeopolitik, bir memleketin
güvenlik politikasının coğrafya olaylarına göre planlanmasıdır. Bu
bağlamda Ağrı'nın coğrafi özellikleri ve demografik yapısı,
Ankara'nın güvenlik politikalarını ve Türkiye ile İran arasındaki
ilişkileri etkilemiştir. İki devlet arasındaki sınır
anlaşmazlıklarında, Ağrı özel bir konuma sahip olmuştur. Bu
durum Türk-İran sınır sorununun çözülmesine kadar devam
edecektir.
Bilindiği üzere ülkelerin demografik yapısı da jeopolitik bakış açısı
içinde değerlendirilmektedir. Ağrı jeopolitiği denildiğinde coğrafi
özelliklerinin yanında; demografik yapısı da önem arz etmektedir.
Birinci ve İkinci Ağrı İsyanlarının ardından; 1930'da başlayan
Üçüncü Ağrı İsyanı, Türk İran ilişkilerinde krize neden oldu. Eylül
1930'da başlayan harekât sürecinde Türk Kuvvetleri İran
topraklarına girdi ve Küçük Ağrı Dağı ele geçirildi. Böylece
isyancıların yenilgiye uğratılması mümkün oldu. Bu fiili durumun
daha sonra İran tarafından da kabul edilmesi, Türkiye'nin Ağrı
bölgesindeki güvenlik sorununu çözecekti. 23 Ocak 1932'de de
Tahran'da biri "Türk-İran Sınır Hattının Tayini" diğeri ise
"Uzlaşma, Adlî Tesviye ve Hakemlik" başlıklı iki antlaşma
imzalandı. Daha sonra bu sınırda bir düzeltme yapılması için
Tahran'da 27 Mayıs 1937'de bir Antlaşma daha imzalandı. Bu
Antlaşmayla Türkiye-İran arasındaki sınır sorunu çözüme
kavuşturulmuş oldu.
Geopolitics studies the character where natural environmental
conditions and geographical position characteristics determine
state policies and draw and inoculate targets. In other words,
geopolitics is the planning of a country's security policy
according to geographic events. In this context, the
geographical characteristics and the demographic structure of
Ağrı have affected Ankara's security policies and the relations
between Turkey and Iran. Ağrı has a special place in the
boundary conflicts between the two states. This situation will
continue until the settlement of the Turkish-Iranian border
problem.
As it is known, the demographic structures of countries are also
evaluated within the geopolitical point of view. When the
geopolitics of Ağrı is mentioned, not only its geographical
characteristics, but also its demographic structure is of
importance. Following the First and the Second Ağrı Revolts,
the Third Ağrı Revolt starting in 1930 caused a crisis in the
Turkish-Iranian relations. In the process of the operation
starting in September 1930, the Turkish forces entered the
Iranian lands and the Little Ağrı Mountain was captured. Hence,
it became possible to defeat the rebels. The acceptance of this
actual state by Iran would settle the security problem of Turkey
in the Ağrı region. Moreover, on 23rd January, too, two treaties
were signed in Teheran under the titles of "Determination of
the Turkish-Iranian Border Line" and "Reconciliation, Legal
Liquidation and Arbitration". Later, one more treaty was signed
on 27th May 1937 in Teheran with the aim of making a
correction on the border. With this treaty, the border problem
between Turkey and Iran was settled.