Mandibular Rezeksiyon Sonrası 3 Boyutlu Modelleme Yardımıyla Rekonstrüksiyon


Creative Commons License

Karakaya M., Çeçen S., Özgenel G. Y., Akın S.

Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi 46. Ulusal Kurultayı , Antalya, Türkiye, 23 - 27 Ekim 2024, ss.60-61, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.60-61
  • Bursa Uludağ Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Mandibula insan vücudunun hem fonksiyonel hem de

estetik olarak en önemli kemiklerinden biridir. Çiğnemede

ve konuşmada birinci derecede fonksiyonu vardır. Ayrıca

yüzümüzün alt yarımını şekillendirir ve estetik algımızda

önemli bir yer tutar.

Çeşitli travma ve cerrahiler sonrası mandibula bütünlüğü

bozulabilmektedir. Özellikle onkolojik nedenlerle yapılan

rezeksiyonlar mandibula bütünlüğünde geniş bir defekte

neden olmaktadır. Defekt 3olmayan basit kırıklarda dahi

cerrahi düzgün yapılmazsa oklüzyon problemleri, çiğneme

problemleri, ağız açıklığında kısıtlanma, yüzde asimetri

gibi birçok problem ortaya çıkabilir. Geniş defekte sahip

mandibulalarda bu komplikasyon oranı ise ciddi olarak

artmaktadır. Mandibulanın eşsiz yapısından ötürü plansız

girilen bir ameliyatta rezeksiyon sonrası görüntü kolay kafa

karışıklığına yol açabilir ve hata yapma payımızı artırır.

Preoperatif çekilen 3 boyutlu BT görüntüleri preoperatif

tahmini mandibular rezeksiyonun sınırlarının ve defektin

belirlenmesi açısından yol gösterici olmaktadır. Bu 3

boyutlu BT görüntülerini 3 boyutlu tasarım uygulaması ile

birleştirdiğimiz zaman ise eş zamanlı olarak rezeksiyon ile

birlikte kusursuz rekonstrüksiyonun da canlandırmasını

ve planlamasını yapabilmekteyiz. Üstelik 3 boyutlu

yazıcı yardımıyla bu planlamalarımızı somut olarak

elde edip sonrasında peroperatif yol göstericiler olarak

kullanabiliyoruz.

Çalışmamızda kliniğimizde çeşitli nedenlerden ötürü

mandibular rezeksiyon uygulanacak hastaların preop

3 boyutlu BTleri yardımıyla sanal ortamda hazırlanan

rezeksiyon-rekonstrüksiyon şablonlarının 3 boyutlu yazıcı

ile bastırılmasıyla preop planlama ve perop yol gösterici

olarak nasıl kullanıldığından bahsedeceğiz.

Hastalar: Çalışmamızda; kliniğimizde 2023-2024 yılları

arasında opere edilen ve mandibular rezeksiyon sonrası

3D modelleme yardımıyla rekonstrüksiyon sağlanan 10

hasta yer almaktadır. Bu hastalar anabilim dalı elektronik

arşivinden elde edilen verilerle retrospektif olarak

incelenmiştir.

Bu 10 hastanın tamamı onkolojik nedenlerle mandibular

rezeksiyon yapılan ve geniş defekte sahip hastalar idi.

Hastalar 43 ile 73 yaş aralığında olup tamamı erkek hasta

idi. Hastaların 6 tanesine serbest fibula ile rekonstrüksiyon

4 tanesine ise kas komponenti de mevcut serbest şimerik

ALT flebi ile rekonstrüksiyon sağlanmıştır. Hastaların

tamamında mandibula bütünlüğünün sağlanması için

3 boyutlu modelleme yardımıyla rekonstrüksiyon plağı

kullanılmıştır.

Materyal ve Metod: Her hastaya preop 3 boyutlu yüz BT

ve alt ekstremite BT anjiyo çekilmiştir. 3 boyutlu yüz BT

görüntüleri tasarım ve planlama amaçlı Horos, 3D Slicer,

Meshlab, Autocad, Blender programlarında düzenlenmiştir.

Elde edilen orijinal mandibula şablonu ve tasarlanan

negatif şablonlar 3 boyutlu yazıcı yardımıyla PLA filament

bazlı olarak yazdırılmıştır. Yazdırılan materyaller peroperatif

kullanılmak üzere steril edilmiştir.

Sonuç: Çalışmaya dahil edilen her hasta rezeksiyon

sonrası geniş bir kemik defektine sahip idi. Hastalara

rezeksiyon sonrası öncelikle negatif şablonlar mini vida

ile yerleştirilerek rezeksiyon öncesindeki normal oklüzyon

sağlandı. Daha sonra orijinal mandibula şablonu üzerinde

gerekli olan rekonstrüksiyon plağı seçildi (şekil ve delik

sayısı). Sonrasında yine şablon üzerinde rekonstrüksiyon

plağı şekillendirildi. Sonrasında şekillendirilen plak hasta

üzerine yerleştirildi ve mandibulaya uygun yerlerden

vidalandı. Hastanın oklüzyonun tam olduğu teyit edildi.

Hastalardan 6 tanesine serbest fibula flebi yapıldı. Serbest

fibula flebi kaldırıldıktan sonra negatif şablon üzerinden

gerekli kemik segmentin boyut ve şekil olarak planlaması

yapıldı. Hazırlanan kemik normal oklüzyonu sağlanmış

mandibulaya yerleştirilerek vidalandı.

Hastalardan 4 tanesinde ise serbest kas komponenti

olan şimerik ALT flebi uygulandı. Flep kaldırıldıktan sonra

halihazırda oklüzyonu ve fiksasyonu sağlanmış olan

mandibula üzerine yerleştirildi.

Hastalardan serbest fibula yapılan 2 hastada detaşman ve

kısmi nekroz 1 hastada ise total nekroz ve flep kaybı ve

serbest ALT yapılan 1 hastada detaşman ve kısmi nekroz

görüldü. Kısmi nekroz olan 3 hasta da tekrar operasyona

alınarak debridmanı takiben primer süture edildi. Total

nekroz olan hasta ise flebin alınmasından sonra pektoral

flep ile rekonstrükte edildi. Başka komplikasyon görülmedi.

Tartışma: Onkolojik nedenler başta olmak üzere yüksek

enerjili travma, kemoterapi ve ya radyoterapi sonrası

gelişen osteonekroz, osteoporoz gibi birçok nedenden ötürü

mandibulada geniş defektlere neden olan rezeksiyonlar

yapmak durumunda kalıyoruz. Oluşan bu geniş defektleri

kapatmada serbest fibula flebi başta olmak üzere

serbest flepler başarılı sonuçları olan rekonstrüksiyon

yöntemleridir. Ancak mandibulanın hastadan hastaya

değişebilen, birçok açılanmadan oluşan benzersiz şekli

kusursuz rekonstrüksiyonu sağlamayı zorlaştırmaktadır.

Üstelik temporal kemik ile yaptığı eklem nedeniyle

ağız açıklığındaki fonksiyonu ve dişlerle eklemleşmesi

nedeniyle oklüzyondaki yeri nedeniyle kusursuz olmayan

bir rekonstrüksiyon postoperatif ilk günden gözle görünür

olmaktadır.

Geleneksel yöntem olarak; peroperatif rezeksiyon sonrası

el yardımıyla oklüzyona getirilen mandibula üzerinde,

göz kararı şekillendirilen plak ile rekonstrüksiyon

sağlanmaktadır. Bu yöntem ile deneyimli bir cerrah iyi

sonuçlar elde edebilmektedir. Ancak rezeksiyon sonrası

oklüzyonu gösterecek diş kalmadığı taktirde veya oklüzyon

tam iken mandibula olmayan segmentteki plağın kıvrılması

iyi ayarlanmadığında fonksiyonel ve estetik olarak kötü

sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Kullandığımız yöntem peroperatif planlanmanın

karmaşasını yok etmekte ve büyük zaman

kazandırmaktadır. Banaszewski Jacek ve arkadaşlarının

2018 yılında yayınlanan makalesinde ameliyat süresinin 3

boyutlu modellemeyle birlikte 8.5 saatten 6.5 saate indiği

beliritilmiştir.(1)

Aynı zamanda hem fonksiyonel hem de estetik olarak

preoperatif koşulları sağlamaktadır. Andreas Naros ve

arkadaşlarının makalesinde 3 boyutlu modelleme yardımıyla

yapılan rekonstrüksiyonlarda mandibulanın kendi içindeki

doğal açılarının daha iyi korunduğu ve interkondiler mesafe

ve açının orijinaline daha yakın olduğu tespit edilmiş. (2)

Serbest flepler kendi başına hem cerrahı yoran hem zaman

alan teknikler olduğu için 3 boyutlu modelleme yöntemiyle

yapılan tasarımlar cerrahın işini her iki anlamda da çok

kolaylaştırmaktadır.

Ayrıca Majid Ismayilzade ve arkadaşlarının makalesinde

bahsettiği gibi sadece tek bir plan değil cerrahi sırasında

karşılaşılacak durumlara göre birden fazla plan içeren

şablonlarda kullanılabilir.(3)

Dezavantaj olarak ise tasarlama yapmak için kullanılan

programlar basit programlar olmayıp belli bir öğrenme

eğrisi ve tecrübe gerektiren programlardır. Cerrahın

düşüncelerini ve tasarımlarını ücret karşılığında tasarlayan

ve böylece bilgisayar ve program bilgisi ihtiyacını ortadan

kaldıran Proplan gibi oluşumlar da mevcuttur. Ancak bunlar

hem maddi yükü artırmaktadır. Ayrıca 3 boyutlu yazıcı ile

tasarımların basılması yine maddi yük olarak karşımıza

çıkmaktadır.

Avantajları ve dezavantajları değerlendirildiğinde 3

boyutlu modelleme yardımıyla rekonstrüksiyon halihazırda

3 boyutlu düşünmesi ve planlama yapması gereken

cerrahın işini kolaylaştırmaktadır. Planlamaları somut

hale çevirerek olası yanlışlarını görmesini sağlamaktadır.

Hem vaka öncesinde hem vaka sırasında cerraha zaman

kazandırmaktadır. Gelişen teknolojiyle birlikte bu 3 boyutlu

modelleme ve basım işlerinin daha kolay elde edilebilir ve

uygulanabilir olacağını düşünüyoruz.

Anahtar Kelimeler: 3 boyutlu modelleme, Mandibula,

Fibula