Uludağ Dermatokozmetoloji Günleri, Bursa, Türkiye, 13 Şubat 2025, ss.13, (Tam Metin Bildiri)
NEVÜS SEBASEUS: ATİPİK BİR OLGU
1Yunus Toso,
1Ferdi Öztürk, 2Şaduman Balaban Adım, 1Hayriye Sarıcaoğlu
1Bursa Uludağ Üniversitesi, Deri Ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı, Bursa
2Bursa Uludağ Üniversitesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, Bursa
Giriş: Nevüs sebaseus yenidoğanların % 0.3’ünde görülen epidermal nevüslerdir. En sık saçlı
deride görülen folikül içermeyen lineer sarı mumsu ve verrüköz plaklardır. Doğumda düz
olabilen lezyonlar adölesan dönemde hormonal etkilerle plak haline gelebilmektedir. Nevüs
sebaseus zemininde siringoadenoma papilliferum, trikoblastom, BCC gibi tümörler
gelişebilmektedir. Patolojide immatür sebase glandlar, pilosebase ünitenin malformasyonu
görülmektedir.
Olgu: 47 yaşında erkek hasta, Behçet hastalığı tanısı ile tarafımızca takipli iken 5 ay önce
berberi tarafından fark edilen asemptomatik lezyonları tarafımıza danıştı. Muayenede saçlı deri
oksipitalis süperiorda lineer yerleşimli düzensiz sınırlı süngerimsi yapıda ortalarında folikülleri
içeren ve bazı alanlarda komedonların da olduğu deri renginde papiller lezyonlar mevcuttu. İlk
alınan biyopsisi papüler tarzda solar elastoz ve yüzeyel skar benzeri görünüm olarak
sonuçlandı. Kontrol biyopsisi foliküllerde kistik dilatasyon, perifoliküler skar oluşumu,
komedo nevüsü düşündürmekte olarak sonuçlandı. Lezyonun klinik görünümünün komedo
nevüse uymaması nedeniyle dermatopatoloji konseyinde değerlendirildi. Hastanın alınan
biyopsileri ek boyamalarla tekrar değerlendirildi. Epidermiste psödopolipoid yapıların içinde
homojen birikimlerin solar elastoz gösteren elastik lifler olduğu tespit edildi. Alsiyan mavisi ve
Elastika Verhoff pozitif, müsikarmen ve PAS negatifti. HPV PCR negatifti. Bu bulgularla
nevüs sebaseus olarak değerlendirildi.
Tartışma: Hastanın eşlik eden ek hastalığı olmaksızın üveiti sebebiyle başlanan adalimumab ile
paradoksal plak psöriazis gelişmişti (PASI:15.4). Nevoid psöriazis ve eşlik eden ILVEN bu
nedenle ayırıcı tanıya girmekte idi. Klasik verrü histopatolojide HPV etkilerinin olmaması ve
HPV PCR negatifliği ile ekarte edildi. Bazı alanlarda komedonların olması, foliküllerde kistik
dilatasyon nevüs komedonikusu düşündürmekte idi. Ancak papiller yapıların içindeki birikimin
elastik liflerden oluşması ve saçlı deride çok daha sık görülmesi nedeniyle sebase nevüs
düşünüldü. Total eksizyon öncelikli tedavidir, özellikle hızlı büyüyen lezyonlarda nadir görülen
maliniteleri ekarte etmek için önerilmektedir. Shave, dermabrazyon önerilmemektedir. Geniş
lezyonlarda, eksizyon sonrası rekonstrüksiyon zor olması nedeniyle lazer tedavi bir seçenek
olarak kullanılabilmektedir. Literatürde lazer kullanımı ile ilgili sınırlı sayıda çalışma
bulunmaktadır. Er:YAG lazer, CO2 lazer gibi ablatif lazerler S2K rehberinde güçlü öneri
durumundadır. Ancak rekürrens ve pigmentasyon değişiklikleri, skar formasyonu gibi
istenmeyen etkiler olabilmektedir. Bu olgu vesilesi ile literatürde nevüs sebaseusa lazer tedavi
yaklaşımını değerlendirmek istemekteyiz.