XVII. Tıbbi Biyoloji ve Genetik Kongresi, 28 Ekim 2021
Mide
kanseri (Gastrik kanser; GK), epidemiyolojik ve histopatolojik farklılıklarla
karakterize olan kötü prognozla ilişkilendirilmiş gastrointestinal sistem
tümörlerden biridir. Mevcut çalışmada Olea europaea yapraklarından elde edilen ekstraktın
(OLE), 5-Florourasil (5-FU), Cisplatin (Cis) kombin tedavisinde GK hücrelerinin
biyolojik davranışlarına olan etkilerinin araştırılması amaçlanmaktadır. Bu
kapsamda OLE’nin tek başına ve 5-FU-Cis konbinasyonları ile birlikte hücre
ölümüne etkisi Annexin V analizi ile tümör hücrelerinin agresifliğini baskılama
üzerine olası etkileri koloni oluşumu ve 3 Boyutlu (3B) hücre kültür yöntemleri,
damar oluşumuna etkisi ex-vivo yöntemler ile Epideryal-Mezenkimal Geçiş (EMT),
Kanser Kök Hücre (CSC), Çoklu İlaç Direnci (MDR) ile ilişkili etkileri gen
ekpresyon seviyelerinin analizi ile ve bu süreçlerde etkili olan LncRNA
moleküllerinin ekspresyon seviyelerinin analiziyle değerlendirildi. OLE,
OLE+5-FU, OLE+Cis tedavisinde, sırasıyla %24.7, %18.6, %11.0 apoptototik ölüm
oranı belirlendi. OLE’nin kontrol hücrelerine kıyasla 5 adet koloni oluşturarak
koloni sayısını azalttığı (p<0,0001) ve CSC biyobeliteçleri olan CD133(-2,15
kat; p=0,0042), NANOG (-2,27 kat; p=0,0053) SOX2 (-2,13 kat; p=0,0317) ve OCT4
(-5,11 kat; p=0,0112) genlerinin
ekspresyon seviyelerini azalttığı saptandı. OLE’nin tümör hacmini kontrole
kıyasla 39.72 kat küçülttüğü, damar oluşumunu inhibe ettiği belirlendi
(p<0,0001). Bulgular sonucunda OLE’nin apoptotik ölümü indüklediği, CSC’yi baskılayarak
koloni oluşumunu azalttığı, tümör hacmini küçülttüğü ve EMT’yi baskılayarak
hücrelerin sıkı bağlantılarını koruyucu yönünde etkisi olduğu, damar oluşumunu
baskıladığı, LncRNA’ların ekspresyon seviyelerini azaltarak tümörün
agresifliğini baskılanması yönünde etkili olabileceği gösterildi. İleri
analizlerle desteklenmeye ihtiyaç duyulmakla birlikte günümüzde tedavide
istenilen başarıya henüz ulaşılamayan GK’larda OLE’nin mevcut tedavi
protokollerinin iyileştirilmesine yönelik yeni tedavi yöntemlerinin
geliştirilmesinde kullanılabilecek bir molekül olabileceği düşünüldü.