Akademik Veri Yönetim Sistemi
45. ULUSAL RADYOLOJİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 12 - 16 Kasım 2024, ss.69-70
Giriş ve Amaç: Paratiroid bezleri küçük boyutlu olduğundan normalde US’de görülemezken, büyümüş bezler tiroid bezinin pos teriorunda hipoekoik olarak görüntülenebilirler (1). Literatürde bü yümüş paratiroid lezyonlarını (PTL) morfolojik ve farklı elastografik yöntemlerle değerlendiren çeşitli çalışmalar mevcuttur (2,3). Shear Wave Elastografi (SWE) dokuların sertlik derecelerini ölçen, diğer elastografi yöntemlerine göre daha güvenilir, objektif ve tekrarlana bilir olan bir yöntemdir (4,5). Çalışmamızda, PTL’nin morfolojilerini ve SWE ile sertlik derecelerini tespit etmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma fakültemizin etik kurul onayını al mıştır (22.05.2024 tarih ve 2024-8/5 nolu). Fakültemizde 2021-2024 yılları arasında, Parathormon (PTH) yüksekliği ve US’de PTL olan (histopatolojik veya sintigrafik korelasyon ile) 22 hasta (23 lezyon) retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Supin pozisyonda, 4-11 mHz lineer transduser ile morfolojik ve elastografik incelemeler yapılmış tır (Aplio i600, Canon Medical Systems, Tokyo, Japan). Hastaların demografik bilgileri, PTH düzeyleri, lezyonların yerleşimi (sağ, sol), uzun/kısa aks (mm) ve mm2 cinsinden boyutu, ekojeniteleri, kontur özellikleri, Renkli Doppler US’de polar arter varlığı, SWE ile sert lik dereceleri (kPA) kaydedilmiştir. Elastografik ölçümler lezyonun santralinden yuvarlak ROI ile yapılmıştır ve 5 ölçümün ortalaması alınmıştır (Resim 1). İstatistiksel analiz için SPSS 28.0 versiyon (IBM Corporation, Armonk, NY) kullanıldı. Kantitatif verilerin normal dağılımı Saphiro Wilk testi ile belirlendi. Normal dağılan veriler için ortalama±standart sapma, normal dağılmayanlar için median/mi nimum-maksimum değerler saptandı. Korelasyon analizi Spearman rank testi ile yapıldı. P < .05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Resim 2. Bilateral geniş endolenfatik keseler hacimsel olarak manuel segmente ediliyor. Ardından radyomiks analizi uygulanıyor. Tablo 1. Radyomiks özellikleri ile odyolojik testler arasındaki korelasyon testlerinin p değerleri p değerleri Radyomiks Özellikleri original_ngtdm_busyness original_ngtdm_coarseness wavelet-HHH_firstorder_mean wavelet-HHH_ngtdm_contrast wavelet-HLH_firstorder_mean wavelet-HLH_firstorder_median wavelet-HLH_glcm_autocorrelation wavelet-HLH_glcm_clustershade Saf ses odyometrisi (PAT) 0,048 0,032 0,016 p değerleri Konuşma odyometrisi (SAT) 0,326 0,320 0,045 0,010 0,002 0,007 0,007 0,013 wavelet-HLH_glcm_jointaverage wavelet-HLH_glcm_sumaverage 0,007 0,007 0,017 0,037 0,007 0,026 0,033 0,022 0,022 Baş-Boyun Radyolojisi SS-035 PARATİROİD LEZYONLARININ SHEAR WAVE ELASTOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ Başak Erdemli Gürsel Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Giriş ve Amaç: Paratiroid bezleri küçük boyutlu olduğundan normalde US’de görülemezken, büyümüş bezler tiroid bezinin pos teriorunda hipoekoik olarak görüntülenebilirler (1). Literatürde bü yümüş paratiroid lezyonlarını (PTL) morfolojik ve farklı elastografik yöntemlerle değerlendiren çeşitli çalışmalar mevcuttur (2,3). Shear Wave Elastografi (SWE) dokuların sertlik derecelerini ölçen, diğer elastografi yöntemlerine göre daha güvenilir, objektif ve tekrarlana bilir olan bir yöntemdir (4,5). Çalışmamızda, PTL’nin morfolojilerini ve SWE ile sertlik derecelerini tespit etmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma fakültemizin etik kurul onayını al mıştır (22.05.2024 tarih ve 2024-8/5 nolu). Fakültemizde 2021-2024 yılları arasında, Parathormon (PTH) yüksekliği ve US’de PTL olan Bulgular: Yirmi iki hastanın (20 kadın, 2 erkek) yaş ortalaması 53.28 ± 14.7 (ortalama ± standart sapma) yıl idi. Yirmi iki hastada ortalama PTH düzeyi 368 pg/ml idi (min:14.2-maks:1500). Yirmi üç lezyonun uzun aksı 11.9/5.2-25.5 (median/min-maks) mm, kısa aksı 7.1/3.4-24 (median/min-maks) mm, alanı 240.9/55.5-1921.7 (medi an/min-maks) mm2 idi. Lezyonların 7’si (%30.4) sağda, 16’sı solda (%69.6) idi. Sekizi (%35) bilobule konturlu/hipoekoik, 15’i (%65) oval/hipoekoikti (Resim 2). Lezyonların %86.9’u (15 adenom, 5 hi perplazi) eksizyonel biyopsi; 12’si (%52.2) sintigrafik korelasyon ile tanı almıştı. Onsekiz (%78.3) lezyonda Doppler US’de polar işareti varken, 5’inde (%21.7) yoktu (Resim 3). Lezyonların ortanca sertlik değeri 12.5/6.2-33 (median/min-maks) kPa idi. Parathormon dü zeyi ve lezyon alanı arasında pozitif korelasyon saptandı (p: 0.032, Spearman’s Rho=0.459). Lezyon sertlik değeri ile lezyon alanı ve PTH düzeyi arasında korelasyon saptanmadı (sırasıyla p=0.491, p=0,281). Tartışma ve Sonuç: Çalışmamızda PTL ortanca SWE değeri (12.5/6.2-33 kPa) literatürdeki güncel çalışmalarla benzerlik göster mekteydi. Golu ve ark. 22 PTL değerlendirdikleri çalışmasında or talama elastikiyetin 10.2±4.9 kPa olduğunu, 12,5 kPa’dan düşük değerlerin PTL doğrulamak için kullanılabilecek uygun bir cutoff de ğer olduğunu öne sürmüşlerdir (6). Liteatürdeki diğer çalışmalarda PTL ortalama sertlikleri sırasıyla 4.74 ± 2.74 kPa ve 5.8 (2.3–21.3) kPa bulunmuştur (7,8). Bu çalışmalardaki ortalamalar bizim çalış mamıza kıyasla daha düşük görünmekle birlikte, min-maks SWE de ğerleri göz önünde bulundurulduğunda, verilerimizin bu aralıklarla benzerlik gösterdiği dikkati çekmektedir. Ancak histopatolojik olarak adenom tanısı doğrulanmış olan 2 hastamızda ortalama elastikiyet değerleri 31 ve 33 kPa olarak tespit edilmişti. Bu nedenle PTL araş tırılan hastalarda, yüksek sertlik değerlerine sahip lezyonların da PTL olma olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Çalışmamızda lezyon ların tamamının hipoekoik görünümde ve %78.3’ünün polar artere sahip olması da literatürde tanımlanan tipik morfolojik bulgulara uy maktadır (1). Sonuç olarak PTH yüksekliği olan, US’de tipik lokali zasyon ve morfolojide lezyon tespit edilen hastalarda, SWE değer lendirmesinin tanıya yardımcı bir yöntem olarak kullanılabileceğini düşünmekteyiz.