Hanefî Mezhebine Göre Talakın Gizlenmesi Durumunda İddetin Başlangıcı: Meşâyih Fetvasının Müftâ Bih Hale Geliş Süreci


Creative Commons License

Ateş M.

JOURNAL OF ESKISEHIR OSMANGAZI UNIVERSITY FACULTY OF TEOLOGY, cilt.8, sa.2, ss.94-110, 2021 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

Talakın sonuçlarından biri olan iddet, nikâh bağının sona ermesiyle birlikte kadının beklemesi gereken süre anlamına gelmektedir. Normal şartlarda boşanma durumunda iddet talakla birlikte, ölüm durumunda ise vefatın akabinde başlar. Tek taraflı irade beyanıyla meydana geldiği için talakın kadına haber verilmesi gerekmez. Ancak kadından talakın gizlenmesi durumunda iddetin talaktan itibaren başlaması bir taraftan kadının nafaka ve süknâ gibi bazı haklarının kaybına sebep olmakta diğer taraftan da karı ile koca arasında muvâzaa yapılmak suretiyle birtakım yasak fiillerin meşrû hale getirilme ihtimali ortaya çıkmaktadır. Söz konusu mahzurlar dikkate alınarak Hanefî mezhebi içerisinde mütekaddimûn döneminde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bu çalışmada, talakın gizlenmesi durumunda iddetin başlangıcına dair meşâyihin fetvası ve bu fetvanın Hanefî mezhebinde müftâ bih hale geliş süreci incelenmektedir.

ʿIdda, one of the consequences of divorce, means the period to be waited by the woman after the divorce. Under normal circumstances, in the case of divorce, ʿIdda begins with divorce, and in case of death, after death. The woman does not have to be notified of the divorce. Because divorce takes place with the one-sided declaration of will. However, if the divorce from the woman is hidden and if ʿIdda begins after the divorce, it causes the woman to lose some of her rights such as alimony and home. On the other hand, with the collusion between husband and wife, there is a possibility that some prohibited acts may become legitimate. Considering these problems, various opinions were put forward in the first period within the Hanafi school. In this study, if the divorce is not informed to the woman, the mashāyikh’s fatwa regarding the beginning of the ʿIdda and the becoming “mufta bih” of this fatwa is examined.