İklim krizi, Sanayi Devrimi ile zirveye ulaşan doğal ekosistemler üzerindeki antropojenik etkileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Aynı zamanda doğanın taşıma sınırının aşılması ve doğal dengenin bozulması ile meydana gelen ekolojik yaşamı olumsuz etkileyen iklim koşullarının oluştuğu bir durumu ifade etmektedir. İnsanlığın coğrafi keşifler ile yeni yerler, yeni deniz ulaşım güzergâhlarını keşfetmesi ile beraber gemi kullanımı artmış bu ihtiyacın karşılanmaya çalışılması orman ekosistemi üzerinde ciddi baskılara yol açmıştır. Aynı şekilde nüfusun artması ile birlikte artan gıda ihtiyacını karşılamak için ormanlık alanlar tarıma açılmış ve bu durum doğanın dengesini bozmaya başlamıştır. İnsanlığın ekolojik yaşama yönelik en olumsuz müdahalesi ise Sanayi Devrimi ile kendisini göstermiştir. Kömürün enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlanması ile önceleri orman ekosistemi üzerinde oluşan baskı aynı şekilde deniz ekosistemi ve temiz hava üzerinde de olumsuz şekilde kendisini göstermiştir. 20.yüzyıldan itibaren doğal denge üzerinde oluşan baskılar insan yaşamına olumsuz etki edecek iklimsel değişimlere yol açmaktadır. Dünya genelinde kimi bölgeler uzun süreli kuraklıklar yaşarken kimi bölgeler sel felaketine maruz kalmaktadır. Bununla birlikte zararlı gaz kullanımının artmasının atmosferde bulunan gaz dengesini bozması ile küresel sıcaklık artışı gerçekleşmekte bu durum kutup bölgelerinde buzulların erimesi dolayısı ile su seviyesinin artmasına yol açmaktadır. Su seviyesinin artması ada devletlerini dolayısı ile burada yaşayan insan yaşamını doğrudan etkilemekte ve bu insanların bulundukları yeri süreli veya süresiz olarak terk etmelerine yol açmaktadır. Yine kuraklığın artması ile beraber -özellikle Sahraaltı Afrika’da- gıdaya erişim anlamında ciddi sıkıntılar ortaya çıkmakta gene bu durum kurak bölgelerde yaşayan insanların göç etmelerine yol açacaktır. Ekolojik göç olarak adlandırılan bu durum hem göç veren ülkeyi hem de göç alan ülkeyi ekonomik ve toplumsal güvenlik açısından olumsuz şekilde etkilemektedir. Suriye’yi etkileyen uzun süreli kuraklık ile birlikte, tarımsal faaliyet yapamayan kırsal kesimin kentsel bölgelere göç etmesi, göç ettiği yerde iş ve yaşam koşullarının sağlanmasını talep etmesine merkezi hükümetin yeterince cevap verememesi, bölgesel güvenlik sorununa yol açmıştır.
The climate crisis is a concept used to express the anthropogenic effects on natural ecosystems that reached its peak with the Industrial Revolution. At the same time, it refers to a situation in which the climatic conditions that negatively affect the ecological life occur as a result of exceeding the transport limit of nature and the deterioration of the natural balance. As humanity discovered new places and new sea transportation routes through geographical discoveries, the use of ships increased and the efforts to meet this need caused serious pressures on the forest ecosystem. Similarly, in order to meet the increasing food demand with the increase in population, forested areas were opened to agriculture and this situation started to disrupt the balance of nature. The biggest negative intervention of humanity in ecological life is manifested by the Industrial Revolution. With the introduction of coal as an energy source, the pressure exerted on the forest ecosystem was also unfavorable on the marine ecosystem and fresh air. The pressures on natural balance since the 20th century lead to climatic changes that will have a negative impact on human life. Some parts of the world suffer from long-term droughts, while others suffer floods. However, as the increase in the use of harmful gases disrupts the balance of the gas in the atmosphere, global temperature refinement takes place, leading to an increase in the water level due to melting of glaciers in polar regions. The increase in the water level directly affects the island states and therefore the people living there and causes them to leave their place in time or indefinitely. Again, with the increase in drought, especially in Sub-Saharan Africa, serious problems will arise in terms of access to food and this situation will cause the migration of people living in arid regions. This situation, which is called as Ecological Migration affects both the emigration country and the receiving country negatively in terms of economic and social security. With the long-term drought affecting Syria, the migration of rural people who cannot do agricultural activities to urban areas, the inability of the central government to adequately respond to the demand for work and living conditions where they migrated, has led to a regional security problem.