EMİN YAYINLARI, Bursa, 2018
İslam
kültürünün çeşitli disiplinlerden almış olduğu bazı kavramları Kur’ân’ın
kavramlarıyla ilişkilendirerek onlara mana vermek Kur’ân’ı kendi özünden
uzaklaştırmak ve mesajını tahrif etmek olacaktır. Bu yüzden Kur’ân’a içinde
olmayan unsurları ekleyip çıkarmada çok dikkatli olunmalıdır. İlahi mesaja
uygun olmayan manalar toplumların ihyası ve süruru yerine dumûru ve helâkine neden
olacağı apaçık bir vakıadır. Diğer taraftan güncel problemlere, anlık
gelişmelere, siyasal meselelere, ideolojik hareketlere, kültürel yargılara vb.
göre geliştirilecek her türlü Kur’ânı anlama, anlamlandırma ve yorumlama
çabası; onu doğduğu menbasından adım adım uzaklaştırma, nüzul dönemindeki
manalarını tahrif etme, ayetlerinin arkasındaki olayları gözden kaçırma
anlamına gelecek; bu minvalde bakıldığında önümüzde saf Kur’ân ve onun belirli
olaylar için indirilmiş ayetleri değil, yaşadığımız asırda onunla ilgili
yazılmış-çizilmiş ve belli bir siyasi- dini ideolojiye ya da bilimsel bir
teoriye hizmet eden bir kitap buluruz, ki buna Allah’ın vahyettiği “Kutsal
Kitapt”an daha çok insanların, her asırda diledikleri yere çekebildikleri,
istedikleri gibi manalandırabildikleri ve çıkarımlarda bulundukları “vahyi
kutsal ama algılanış ve uygulanışı beşeri” bir kitap demek zorunda kalırız.
Buna göre artık Kur’ân’ı indiği ilk muhataplarının zihniyetiyle anlama ve
anlamlandırma gereği tebarüz etmiş olur.