Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt.30, sa.2, ss.331-359, 2021 (Hakemli Dergi)
Hadis
münekkitlerinin bidat ehli ravilerin rivayetlerine yaklaşımlarında ihtilaf
içinde oldukları bilinmektedir. Buna paralel olarak birçok hadisin sıhhat
değerlendirilmesinde farklı hükümler ortaya çıkmıştır. Bu makalenin konusu da
mezkûr ihtilafın hadislerin sıhhatini tespitte doğurduğu farklı neticeleri, belirlenen
örnekler üzerinden göstermeyi amaçlamaktadır. Böylece meṭāʿın-i ʿaşere
olarak bilinen cerh sebeplerinin hepsinin ittifakla kabul edilmediği
görülecektir. Konunun araştırılmasında Ebü’l-Feyz Ahmed el-Gumârî’nin Abdürraûf
el-Münâvî’ye getirdiği itirazlar örnek olarak kullanılmıştır. Önce ravi ve
rivayeti ardından da Münâvî ve Ebü’l-Feyz Ahmed’in rivayet hakkındaki
değerlendirlmeleri gösterilmiş ve genel bir hüküm çıkarılmaya çalışılmıştır.
Konunun cerh-taʿdîlin içtihadîliği ile yakından alakalı olmasından ötürü, örneklere
geçilmeden önce cerh-taʿdîlin içtihadîliği konusu tartışılmıştır. Burada cerh-taʿdîlin
içtihadîliğinin sınırları gösterilmeye çalışılmıştır. Buna göre rivayetlerin
kabulü için ravinin adalet ve zabt şartlarını taşıması münekkitler arasında
ittifakla gerekli görülmektedir. Ancak neyin adaletin gerçekleşmesini sağlayan
unsurlardan sayılacağında ortak bir karardan bahsedilemez. Cerh-taʿdîlin içtihadî
yönüne yapılan bu vurgulardan sonra münekkitlerin bidat ehli ravinin
rivayetlerinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda düştükleri ihtilaftan
bahsedilmiştir. Böylece bidat ehlinin rivayetleri meselesinin tartışmaya açık
bir konu olduğu gösterilmiş olacaktır.