Amaç: Meme kanseri tanısı almış kadınlarda depresyon ve anksiyete ile ilişkili sosyodemografik ve klinik etkenleri araştırmak ve psikolojik sıkıntıya yol açabilecek belirleyicileri tanımlamaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çok merkezli kesitsel çalışmaya, yapılandırılmış görüşmeler ve tıbbi kayıtlar aracılığıyla değerlendirilen 460 meme kanseri hastası dahil edildi. Depresyon ve anksiyete semptomları, geçerliliği kanıtlanmış araçlar (Hasta Sağlığı Anketi-9 ve Yaygın Anksiyete Bozukluğu-7) ile ölçüldü; ≥10 puan klinik olarak anlamlı kabul edildi. Bağımsız belirleyicileri saptamak amacıyla lojistik regresyon analizleri yapıldı. Bulgular: Katılımcıların sırasıyla %24,6’sında klinik düzeyde depresyon ve %27,2’sinde anksiyete tespit edildi. Depresyon; genç yaş [düzeltilmiş olabilirlik oranı (AOR): 4,68], çocuksuzluk (AOR: 2,47), düşük gelir (AOR: 3,35), sınırlı sağlık hizmeti erişimi (AOR: 3,34) ve düşük sosyal destek (AOR: 6,38) ile bağımsız olarak ilişkiliydi. Klinik belirleyiciler arasında premenopozal durum (AOR: 2,86), kötü uyku kalitesi (AOR: 2,18), lenfödem (AOR: 2,55), ileri evre kanser (AOR: 1,65) ve aktif kemoterapi (AOR: 2,61) yer aldı. Anksiyete de benzer şekilde genç yaş (AOR: 2,93), yetersiz sağlık hizmeti erişimi (AOR: 3,84), düşük sosyal destek (AOR: 4,34) ve kemoterapi ile hormon tedavisi gibi devam eden tedavilerle ilişkiliydi. Sonuç: Depresyon ve anksiyete, meme kanseri hastalarında yaygındır ve hem sosyodemografik dezavantajlar hem de klinik hastalık yükü ile güçlü şekilde ilişkilidir. Rutin psikolojik tarama, onkolojik bakıma entegre edilmeli; böylece hasta iyilik hali desteklenerek sonuçlar optimize edilebilir.
Aim: This study aimed to investigate the sociodemographic and clinical factors associated with depression and anxiety in women diagnosed with breast cancer and to identify predictors that may contribute to psychological distress. Materials and Methods: This multicenter cross-sectional study included 460 breast cancer patients assessed via structured interviews and medical records. Depression and anxiety symptoms were measured using validated tools (Patient Health Questionnaire-9 and Generalized Anxiety Disorder-7), with scores ≥10 indicating clinical significance. Logistic regression analyses identified independent predictors. Results: Clinically significant depression and anxiety were observed in 24.6% and 27.2% of the participants, respectively. Depression was independently associated with younger age [adjusted odds ratio (AOR): 4.68], being childless (AOR: 2.47), low income (AOR: 3.35), limited healthcare access (AOR: 3.34), and low social support (AOR: 6.38). Clinical predictors included premenopausal status (AOR: 2.86), poor sleep (AOR: 2.18), lymphedema (AOR: 2.55), advanced cancer stage (AOR: 1.65), and active chemotherapy (AOR: 2.61). Anxiety was similarly linked to younger age (AOR: 2.93), poor access to care (AOR: 3.84), low social support (AOR: 4.34), and ongoing treatments including chemotherapy and hormone therapy. Conclusion: Depression and anxiety are prevalent among breast cancer patients and are strongly associated with both sociodemographic disadvantages and clinical disease burden. Routine psychological screening should be integrated into oncology care to support patient well-being and optimize outcomes.