BUSBED. BINGÖL UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES INSTITUTE, sa.24, ss.575-588, 2022 (Hakemli Dergi)
Cüveynî (ö. 478) ve Gazâlî (ö. 505) ile başlayan, Şâtıbi (ö. 790) ile ilerleme kaydeden ve modern dönemde ise
İbn Âşûr ile kısmen sınırları çizilmeye çalışılan makâsıd ve maslahat konusu önemli olup çeşitli açılardan tasnif
edilmeye çalışılmıştır. Klasik dönemde makasıd ve maslahat kavramları farklı tasniflere tabi tutulmuş ve bazı
tasnifler usulcüler arasında genel kabul görmüştür. Cüveynî maslahatları tasnif ederek bir başlangıç yapmış,
ardından öğrencisi Gazâlî maslahatları zaruri, hâci ve tahsîni olmak üzere üç kısma ayırmıştır. Zaruri
maslahatları da beş temel maksada bölmüştür. Bu tasnif genel kabul görmüş ve yaygınlık kazanmıştır. Şâtıbi ile
yeniden gündeme gelen bu konu farklı bir tasnife daha tutularak aslî ve tabi, mükellefin maksadı, Şâri’in
maksadı gibi kısımlara ayrılmıştır. Bu makale Şâtıbî sonrası makâsıd ve maslahatın kısımlara ayrılmasında İbn
Âşûr’un nasıl bir tasnife yöneldiği ve bunun arka planı irdelenmeye çalışılmış, İbn Âşûr’un Makâsıdu’şŞerîati’l-İslamiyye adlı eseri üzerinden yapmış olduğu taksimler belirlenip açıklanmaya gayret edilmiştir.
Neticede Tâhir bin Âşûr’un kendisinden önceki bu tasnifleri de göz önüne alarak makâsıdın taksimatı meselesini
yeniden ele aldığı ve maksatları kısımlar ve çeşitler şeklinde iki farklı başlık altında işlediği görülmüştür.
Kısımlarını ise kat’î zannî ve külli cüz’i şeklinde, çeşitlerini ise gerçek ve genel örfî maksatlar adı altında
incelediği anlaşılmıştır. O Maslahatları da kendisine ihtiyaç duyulma, ümmeti ilgilendirme ve tespit edilme
açısından üç kısma ayırmıştır. İbn Âşûr’un makâsıd ve maslahatı taksim etme mantığının özüne bakıldığında
makâsıdı bir ilim dalı ve içtihat yöntemi haline getirme arzusunun yattığı tespit edilmiştir. Nitekim eserinin
başında ve birçok yerinde bu konu mükerrer bir şekilde zikredilmiştir.