DETERMINATION OF THE EFFECTIVENESS OF DI-CATIONIC SURFACTANTS WITH PYRIDINIUM AND ONE QUATERNARY AMMONIUM NITROGENS AGAINST METAL CORROSION


Creative Commons License

Şeker F., Öztürk S., Beyaz E.

BILTEK VIII-International Symposium on Current Developments in Science, Technology and Social Sciences, Paris, Fransa, 24 - 26 Ekim 2023, ss.765-777, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Paris
  • Basıldığı Ülke: Fransa
  • Sayfa Sayıları: ss.765-777
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Bursa Uludağ Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Korozyon, malzemelerin içinde bulundukları ortamın etkisiyle, kimyasal ve elektrokimyasal reaksiyonlar sonucunda fiziksel, kimyasal ve mekanik özellikleri kapsamında değişime uğramalarıdır. Söz konusu malzeme metal ve alaşımlarından ibaret ise o zaman metal korozyonu ifadesi kullanılabilmekte ve metalik korozyon, metal veya metal alaşımlarının oksitlenme veya diğer kimyasal etkilerle aşınma durumu şeklinde de tanımlanabilmektedir. Demir ve çeliğin büyük bir kısmının her yıl korozyon sonucu kaybedilmesi veya kullanılmaz hale gelmesi bakımından korozyonun istenmeyen bir olay olduğu apaçıktır.

Endüstride, metal yüzeyindeki pasın ve yine yüzeyde bulunan yabancı maddelerin temizlenmesi için HCl ve H2SO4 çözeltileri kullanılır. Temizleme işlemi esnasında asitle temas eden metal yüzeyinde zamanla yükseltgenme sonucu metal korozyonu meydana gelmektedir. Asidik ortamdaki metal korozyonunun anot reaksiyonunda metal yükseltgenirken katot reaksiyonunda da asitten gelen hidrojen iyonları indirgenerek H2 gazı oluşmaktadır.

Birçok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de metal korozyonunu önlemeye yönelik kullanılan yöntemlerden biri uygun inhibitör kullanımıdır. Bu amaç doğrultusunda bu çalışmada, bir ucunda piridinyum azotu diğer ucunda kuarterner amonyum azotuna bağlı asetamit ve etilasetat grubu olmak üzere iki adet di-katyonik yüzey aktif madde sentezlenmiştir. Yapıları FT-IR spektroskopisi ile doğrulanan maddeler, kütle kaybı yöntemi kullanılarak korozyon testine tabi tutuldular. Bunun için, oda sıcaklığında 24 saat boyunca metal plakalar, elde edilen inhibitörlerin farklı konsantrasyonlarını ihtiva eden 1.0 M HCl çözeltilerine daldırıldı. Korozyon testleri sonucunda, inhibitör içermeyen asit ortamında korozyon hızı yüksek iken, inhibitör içeren asit ortamında korozyon hızının çok azaldığı tespit edildi. Buna bağlı olarak da, çalışılan her inhibitör konsantrasyonunda % 90’ın üzerinde inhibisyon etkinliği elde edilmiştir. Metal korozyonuna karşı organik yapılı inhibitörlerin etkinlik göstermesi onların metal yüzeyine adsorpsiyonuna bağlı olduğu için, bu adsorpsiyonu ispatlamak adına metal yüzeyine damlatılan suyun yüzeyle oluşturduğu temas açısı ölçümü yapılmıştır. Korozyon testinden çıkan sonuçları desteklemek için, ayrıca, korozif ortamlardan çıkarılan metal yüzeylerin optik mikroskop kamera ile görüntüleri alındı.