Route Educational & Social Science Journal, vol.9, no.6, pp.309-317, 2022 (Peer-Reviewed Journal)
En az bir yabancı dili bilen herkesin çeviri etkinliğini gerçekleştirebileceği
inancı, çevirmenlik mesleğinin sahip olması gereken değere ulaşmasında büyük
engellerden birini oluşturmaktadır. Çeviri mesleği, uluslararası ilişkilerin her
aşamasında farklı dil ve kültürler arasında yazılı ve sözlü iletişimi sağlayan,
uygulama alanlarına göre kendi içinde uzmanlaşma ve profesyonellik isteyen
başlı başına bir meslek dalıdır. Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede
hukuki açıdan resmi bir kimliğe sahip olan çevirmenlik mesleği, Türkiye’de
henüz istenen seviyede bir kimliğe sahip olabilmiş değildir. Sadece dilsel
aktarım aracısı olmayıp, yazılı veya sözlü çevrilecek metni kültürel bağlamı
içinde yorumlayıp aktarması gereken bir kültür uzmanı, iki kültür arasında
hareket eden ve kültürler arası katmanların arasına girerek bilişsel ve işlevsel
eylemlerde bulunan bir “denge uzmanı” olarak adlandırılan çevirmenin yerine
getirdiği bu zorlu uğraşın, bir meslek olarak tanımlanması, toplumdaki algılanışı ve meslekleşme kriterleri açısından ele alınıp detaylı olarak
incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, çevirmenlik mesleğinin Türkiye’deki
durumu ele alınacak, yasal açıdan eksik olan yönleri tartışılacak ve çözüm
önerileri sunulmaya çalışılacaktır.