11. International Congress of Academic Research (ICAR), Ankara, Türkiye, 25 - 26 Temmuz 2023, ss.218-219, (Özet Bildiri)
Toprak işleme; bitkisel üretimde ilk aşama olup bitki gelişimi, toprak-su muhafazası ve mekanizasyon işlemleri için istenilen ortamın oluşturulmasıdır. Toprak işleme; geleneksek toprak işleme ve koruyucu toprak işleme olmak üzere başlıca iki ana gruba ayrılmaktadır. Geleneksel toprak işleme sisteminde, toprak yoğun bir şekilde işlenmekte, su ve rüzgar erozyonu riski artmakta, topraktaki organik madde tükenmekte, toprak sıkışıklığı artmakta, su kaybı olmakta ve fazla yakıt tüketilmektedir. Bitkisel üretimde yenilikçi bir yaklaşım olan koruyucu toprak işleme ise; minimum enerji kullanımı ile maliyetin en aza indirildiği, su ve toprağın korunması için tarlada yeterli bitki örtüsü ve artığın bırakıldığı, doğal kaynakları ve çevreyi kirletmeyen önemli bir üretim sistemidir. Koruyucu toprak işleme yöntemlerinden biri olan doğrudan anıza ekim, günümüzde yaygın olarak kullanılan toprak işlemenin yarattığı sorunları azaltmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Doğrudan anıza ekimde; geleneksel uygulamalardan farklı olarak hasattan sonra yeniden ekime kadar herhangi bir toprak işleme yapılmaz ve ekim, bir önceki ürüne ait anızla kaplı alan üzerine ekim yapabilen özel mibzerler ile gerçekleştirilir. Doğrudan anıza ekim; toprağın fazla sıkışmasını önler, yağışlar ve sulama suyunun toprakta daha fazla muhafaza edilmesini sağlar, ekim istenilen zamanda yapılabilir, toprakta tutulan suyun kaybını azalttığı için tohumlarda çimlenme ve çıkış oranını artırır. Ayrıca ekimden sonra kaymak tabakası oluşmasını engeller, toprakların erozyon ile taşınmasına engel olur, iş gücünden tasarruf sağlar, yakıt tüketimini azaltır, üretim maliyetlerini düşürür ve ürün verimini artırır. Sonuç olarak doğrudan anız ekim yöntemi; toprakları koruyarak erozyona engel olmak, masrafları azaltmak, tarlayı zamanla daha verimli hale getirmek, ürün verimini arttırmak için önem kazanmış sürdürülebilir bir tarım tekniğidir. Ancak bu konudaki önyargılar, doğrudan anıza ekim sisteminin adaptasyonunun önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle konu ile ilgili araştırma ve uygulama çalışmalarının artırılması gerekmektedir.
Tillage; It is the first stage in plant production and it is the creation of the desired environment for plant growth, soil-water conservation and mechanization processes. tillage; It is divided into two main groups as conventional tillage and conservation tillage.In the conventional tillage system, the soil is processed intensively, the risk of water and wind erosion increases, organic matter in the soil is depleted, soil compaction increases, water loss occurs and excess fuel is consumed. Conservation tillage system is an important production system in which the cost is minimized with minimum energy use, sufficient plant residue is left in the field to protect water and soil, and does not pollute natural resources and the environment. No-till sowing, which is one of the conservation tillage, has emerged in order to reduce the problems caused by conventional tillage. In no-till sowing, no tillage is done after harvest until replanting. Sowing is done residue cover on the soil. No-till sowing prevents the soil from being compressed too much, ensures that precipitation and irrigation water are kept more in the soil, increases the germination and emergence rate of seeds. In addition, it prevents duff layer after sowing and prevents erosion. It reduces labor, fuel consumption, production costs and increases product yield. As a result, no-till sowing; It is an important sustainable agriculture technique to prevent erosion, reduce costs, make the field more productive over time, and increase crop yield. However, there are many prejudices to the no-till planting system. For this reason, it is necessary to increase researches on the subject.