Luminal Tip Meme Kanserlerinde HN1L Nin Biyobelirteç Olarak Potansiyelinin Belirlenmesi


Creative Commons License

SARIMAHMUT M., ERTÜRK E., GÖKGÖZ M. Ş.

7. International Hipocrates Congress On Medical and Health Sciences (Hipocrates Congress), Elazığ, Türkiye, 03 Eylül 2021

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Elazığ
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Bursa Uludağ Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Meme kanseri, dünyada kadınlar arasında en yaygın görülen kanser tipidir. Son yıllarda gelişen tedavi başarısı ile birlikte hastalığın daha etkin biçimde izlenmesi daha fazla önem arz etmektedir. Kanser kök hücrelerinin meme kanserinde tedavi direnci ve metastazda rol aldığı bilinmektedir. Bununla birlikte, meme kanseri kanser kök hücrelerinin yenilenmesi süreçlerinde etkin olan HN1L (hematopoietic- and neurologic-expressed sequence 1-like) ile ilgili bilgi birikimi son derece kısıtlıdır. Bu doğrultuda çalışmada, HN1L’nin luminal tip meme tümörlerinde potansiyel moleküler bir biyobelirteç olarak kullanılabilirliği değerlendirildi. Meme kanserli 17 (Luminal A ve B) hastanın plazma örneklerinde HN1L protein seviyeleri ELISA yöntemiyle ölçüldü.

Verilerin analizinde, Independent Samples T Test, Kolmogorov Smirnov, Tukey, Pearson Korelasyon Testi, Binary Logistic Regresyon testleri yapıldı. Tüm analizler %95 güven aralığında, 0,05 anlamlılık düzeyinde ve SPSS 23.0 programında gerçekleştirildi. Luminal A ve Luminal B grupları arasında HN1L seviyeleri sırasıyla ortalama 1,05 ve 1,70 ng/ml olarak ölçüldü. Luminal A ve B arasında HN1L seviyeleri açısından anlamlı bir fark görülmedi. Luminal A ve B alt tipleri birlikte değerlendirildiğinde HN1L seviyeleri ile invazyon durumu arasında pozitif yönde bir korelasyon (p=0,006) olduğu tespit edildi. Tümör alt tipleri tek tek değerlendirildiğinde ise Luminal A’da HN1L seviyeleri ile invazyon (p=0,037) ve tümör boyutu (p=0,002, r=0,932), Luminal B’de ise BRCA durumu (p=0,023) arasında pozitif korelasyon olduğu saptandı. Logistic regresyon analizinde HN1L, lokalizasyon, tümör evresi, BRCA, p53, neoadjuvant ve adjuvant tedavi, invazyon, metastaz durumu parametreleri önce tek tek, sonra birlikte analize dahil edildi. Buna göre, değerlendirilen parametrelerin meme kanserinin Luminal A ya da B özellikte olma durumunu belirlemede etkili olmadığı görüldü. Sonuç olarak, HN1L seviyelerinin Luminal tip meme kanserlerinde invazyon durumunu belirleme açısından prediktif değerde bir belirteç olabileceği düşünülmektedir. Vaka sayısı arttırılarak ve yeni parametreler eklenerek HN1L seviyelerindeki değişim ve invazyon arasındaki ilişkinin araştırılması planlanmaktadır.