UKEM-5 Ulaşıkabilir Kentler Engelsiz Mekanlar Sempozyumu, Konya, Türkiye, 4 - 05 Mayıs 2023, ss.117-140
Yapılı çevrenin her kullanıcı için elverişli
olup olmadığının değerlendirilmesinde günümüzde en geçerli olarak kullanılan
kıstas Ronald Mace ve ekibi tarafından geliştirilen “evrensel tasarım
prensipleri”dir. “Herkes İçin Tasarım” dersi kapsamında irdelenen bu
prensiplerin özümsenmesi ve mimar adayları / mimarlar tarafından tasarım
pratiklerinin vazgeçilmez bir parçası haline getirilmesi, bu anlamda özgün
çözümler üretilmesi; içinde yaşamakta olduğumuz kentlerin ulaşılabilir hale
gelmesi ve “engelsiz mekânlar”ın sürdürülebilirliği adına son derece önemlidir.
Bu bildiriye konu olan çalışma ile teorik bir içeriğe sahip olan “Herkes İçin
Tasarım” dersi çerçevesinde edinilen kuramsal bilginin yaşam pratiğine
aktarılması hedeflenmektedir. Özellikle mekan kurgusu üzerine çalışan mimarlık
öğrencilerinin evrensel tasarıma dair edindikleri bilgiyi mekânsal
değerlendirme kriterlerine dahil etmelerinin ve bu anlamda bir alışkanlık
geliştirmelerinin edinilen bilgiyi kalıcı kılacağı ve bir süre sonra meslek
pratiklerinin de bir parçası haline geleceği öngörülmektedir. Mimarlık Bölümü
lisans 4. sınıf öğrencilerine yönelik olarak yürütülen “Herkes İçin Tasarım”
dersi kapsamında toplam 75 öğrenci ile evrensel tasarım prensiplerinin gündelik
yaşamlarında nasıl yer bulduğuna dair bir çalışma yürütülmüştür. Bu bağlamda
ilk aşamada öğrencilerden gündelik yaşamlarında en çok kullandıkları mekânları
sıralamaları istenmiştir. 2. aşamada bu yapıları evrensel tasarım prensipleri
doğrultusunda analiz etmeleri ve bu doğrultuda olumlu ve olumsuz buldukları
tasarım özelliklerini tespit etmeleri istenmiştir. 3. aşamada ise yapılan
tespitler doğrultusunda söz konusu mekânları evrensel tasarım prensiplerine
uygun, erişilebilir hale getirmek ve olumsuz buldukları durumları iyileştirmek
için öneriler sunmaları istenmiştir. Katılan öğrencilerin genel olarak dört
yapı üzerinde yoğunlaştıkları tespit edilmiştir. Bu yapıların ikisi üniversite
kampüsü içerisinde, diğer ikisi ise bir öğrenci yerleşimi olan Görükle
Mahallesi’nde yer almaktadır. “Herkes İçin Tasarım” eğitiminin sonunda
gerçekleştirilen bu alan çalışması ile söz konusu dört yapının farklı
kullanıcılar tarafından tespit edilen olumlu-olumsuz yönleri ve mimar
adaylarının olumsuz buldukları tasarım kararlarının iyileştirilmesi adına
sundukları çözüm önerileri bir araya getirilerek bütüncül biçimde
değerlendirilmektedir. Yapılan çalışma ile “Herkes İçin Tasarım” eğitimi almış
mimarlık lisans öğrencilerinin evrensel tasarım prensiplerinin tasarım
kararlarına dönüştürülmesi ve içselleştirilmesi adına farkındalık düzeyleri
tespit edilmekte, bu anlamda ürettikleri çözüm önerileri ortaya konmaktadır.
Analiz edilen yapıların üniversite öğrencisi olan gençlerin gündelik
yaşamlarında en çok vakit geçirdikleri alanlar olması, kentteki gençlik
mekânlarının kullanıcı dostu, engelsiz mekân niteliği kazanabilmesi için de
çözüm önerilerinin geliştirilmesini de beraberinde getirmektedir.
The most valid criterion used today in evaluating
whether the built environment is suitable for all users with various needs is
the "Universal Design Principles" developed by Ronald Mace and his
team. The internalization of these principles, which are examined within the
scope of the "Design for All" course, and making them an
indispensable part of design practices by architect candidates / architects,
producing original solutions in this sense is extremely important for the
accessibility of the cities we live in and the sustainability of “barrier-free
spaces”. The aim of the case-study, which is the subject of this paper, is to
transfer the theoretical knowledge acquired within the framework of the
"Design for All" course, which has a theoretical content, to life
practice. It is envisaged that especially the Architecture students working on
architectural design should include the knowledge they have acquired about
universal design in the spatial evaluation criteria and develop a habit in this
sense, which will make the gained knowledge permanent and will become a part of
their professional practice after a while. Within the scope of the "Design
for All" course, which is conducted for the 4th year undergraduate
students of the Department of Architecture, a case-study was conducted with a
total number of 75 students on how universal design principles find a place in
their daily lives. In this context, in the first stage, students were asked to
list the places they use the most in their daily lives. In the second stage,
they were asked to analyze these buildings in line with universal design
principles and to identify the design features they found positive and negative
in this direction. In the third stage, in line with the determinations made,
they were asked to make suggestions in order to make these buildings accessible
in accordance with universal design principles and to improve the situations
they found unfavorable about these spaces. It was determined that the students
generally focused on four buildings. Two of these are located within the
university campus and the other two are located in Görükle Neighborhood, which
is a student settlement. By this case-study, the positive and negative aspects
of these four buildings are identified by different users and the solution
proposals are developed in order to improve the design decisions which were
found negative. Through this study, the awareness levels of Architecture
students who took "Design for All" course are determined in order to
transform and internalize the universal design principles into design
decisions, and the solution proposals they produce in this sense are presented.
The fact that the analyzed buildings are the places where university students
spend most of their time in their daily lives brings along the development of
solution proposals for the youth spaces in the urban area. These proposals are
believed to raise the quality of user-friendly, barrier-free spaces.