Ekolojik duyarlılığın arttığı çağımızda çevre suçları, dünyada en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. Çevre ile insan yaşamı ve yaşam kalitesi arasındaki ilişkilerin belirginleşmesiyle kamu politikaları içinde çevre politikaları ön plana çıkmıştır. Çevreye karşı işlenen suçların insan yaşamını doğrudan etkilemesi de bu konunun sürekli gündemde kalmasını sağlamaktadır. Ayrıca çevre suçlarının küresel olarak kabul edilen bir tanımının bulunmaması, kara para aklama faaliyetlerinde yer alması bu suç türüyle mücadeleyi önemli ve gerekli hale getirmektedir. Bu çalışmada çevre suçlarının kara para aklama faaliyetinde nasıl kullanıldığı üzerinde durulacaktır. Sınıraşan bir özelliğe sahip çevre ve kara para aklama suçlarının birlikte işlenerek ortaya çıkması nedeniyle ülke temelli çözümler yerine küresel bir ortaklık kurulmasına gereksinim duyulmaktadır. Bu alanda çevre suçları ile kara para aklama (AML) rejiminin geliştirilmesi ve uygulanması beklenmektedir.
In our age of increasing ecological sensitivity, environmental crimes have become one of the most important agenda items in the world. As the relationship between the environment and human life and quality of life has become clearer, environmental policies have come to the forefront among public policies. The fact that crimes committed against the environment directly affect human life keeps this issue on the agenda. In addition, the fact that environmental crimes do not have a globally accepted definition and are involved in money laundering activities makes the fight against this type of crime important and necessary. This study will focus on how environmental crimes are used in money laundering activities. Since environmental and money laundering crimes, which have a transnational characteristic, are committed together, it is necessary to establish a global partnership instead of country-based solutions. In this field, an AML regime is expected to be developed and implemented.
