VIII. Egzersiz Fizyolojisi Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 12 - 15 Mayıs 2022, ss.65-66
Giriş: İnsan davranışı hakkında yapılan araştırmalarda, dini inançlar, cinsel tercihler, ilaç
kullanımı veya suç kabul edilen davranışlar gibi hassas konuları içeren sorular doğrudan
sorulduğunda genellikle katılımcıların ya doğru cevap vermedikleri ya da cevap vermeyi
reddettikleri görülmüştür. Bu durum sosyal tercih edilebilirlik yanlılığı (social desirability
bias) adı verilen bir tür ölçüm hatasına neden olmaktadır.
Amaç: Hassas konu ve sorular ile ilgili yapılan araştırmalarda bu gibi hataların önüne
geçebilmek için geliştirilen yöntemlerden; çaprazlama-modeli (crosswise) ile sporcuların
yasaklı madde olarak bilinen ve fizyolojik açıdan sporcu sağlığını tehdit edebilen doping
kullanımı için tahmin edilen prevelans değerinin (TPD) hesaplanması çalışmamızın amacını
oluşturmaktadır.
Yöntem: Çalışmamıza yaşları 18-23 arasında olan 356 (%69,9) ve yaşları 24 ve üzeri olan
153 (% 30,1) toplam 509 (244 kadın) lisanslı ve aktif sporcu gönüllü olarak katılmıştır.
Çalışmada veri toplama aracı olarak çaprazlama modeline göre hazırlanan 20 soruluk anket ve
kişisel bilgi formu kullanılmıştır.
Bulgular: Çalışmaya katılan sporculara sorulan sorular arasından A= ‘’Yakın çevrenizde
veya kulübünüzde yasaklı olarak nitelendirilen bir madde kullanan biri var mıdır?’’ sorusuna
verilen yanıtlara göre TPD %39.60 ile tüm sorular arasında en yüksek TPD’ye sahiptir. Bu
sorular cinsiyet ve yaş değişkeni ile ilişkisine bakıldığında yaşları 24 ve üzeri olan erkek
sporcuların A sorusuna vermiş oldukları yanıtlara göre TPD %71.01 kadın sporcuların ise
%55.19 olarak hesaplanmıştır.
Tartışma ve Sonuç: Sonuç olarak son yıllarda gelişen çaprazlama-modeli ile elit seviyede
sporcuların özellikle kariyerlerinin ileri dönemlerinde farklı nedenlerle doping veya uyarıcı
maddelere başvurma eğiliminde oldukları görülmektedir. Doping kullanımı ile ilgili
çaprazlama-modelini kullanarak yapılan ilk çalışma olan mevcut araştırma bulgularına göre
tahmin edilen prevelans değerlerinin uluslararası alan yazında yapılan mevcut araştırma
bulgularının %43 ortalama değerinin üzerinde olması ülkemizdeki sporcu sağlığı adına endişe
verici bir durum olarak değerlendirilmektedir.