Gece Kitaplığı, Ankara, 2020
Geleneksel finans sisteminden farklı olan İslami finans sistemi, İslam dininden kaynaklanan kapsamlı bir etik ve ahlaki değerler sistemine dayanmaktadır. Bir diğer deyişle İslami finans, herhangi bir İslami ekonomik veya mali anlaşmayı düzenleyen esasları oluşturan kapsayıcı ilkeler üzerine kurulmuştur. 1970’lerle birlikte İslami finans endüstrisi ilk büyük gelişimini deneyimledi ve Körfez ülkelerine büyük likidite girişinin gerçekleşmesi ile İslami finansal hizmetler sunan kurumlar bir bir küresel sahneye çıkmaya başladı. Söz konusu dönemden itibaren İslami finansal faaliyetler hem hacim hem de kapsam olarak önemli ölçüde artış gösterdi. Böylelikle bir yandan İslami finansal bakış açısında önemli değişimler gerçekleşirken bir yandan da İslami finans ürünlerinde çeşitlenme ve yoğunlaşma önemli derecede artış gösterdi. Bu gelişmelerle birlikte İslami finans küresel sistemin ayrılmaz bir parçası olarak görülmeye başlandı. Tüm bu yaşananların bir sonucu olarak İslami finansal sistem günümüzde
Müslümanlar için dini olarak kabul edilebilir çeşitli finansal hizmetler sunmasının yanı sıra etik yatırım ve daha fazla risk çeşitlendirmesi talep eden gayrimüslim müşteriler için de alternatif finansal hizmetler sunabilen noktaya ulaşmıştır. İslami finans varlıkları içerisinde en büyük pay katılım
bankalarına aittir. Müslümanların yoğunlukta yaşadığı ülkelerde faize dayalı olarak işleyen geleneksel bankacılık sektörünün sorgulanmaya başlamasıyla birlikte, 1970’li yılların ortalarından itibaren faizsiz bankacılığa yönelik ciddi adımlar atılmaya başlanmış ve bu sayede katılım bankacılığı
sistemi son birkaç yıldır çok hızlı bir şekilde büyüme kaydetmiştir. Bu bağlamda katılım bankaları Orta Doğu ülkeleri, Güneydoğu Asya ülkeleri, Avrupa ülkeleri ve hatta Kuzey Amerika ülkeleri de dâhil olmak üzere dünya çapında önemli ölçüde gelişme göstermektedir. Özellikle küresel finansal kriz döneminde başarısız olan geleneksel bankacılığın eleştiri oklarına hedef olmasıyla birlikte Global Kriz’i başarıyla atlatan katılım bankalarına olan ilgi giderek daha da artmıştır. Bu bağlamda son beş yıllık dönemde ciddi bir büyüme performansı gösteren katılım bankalarının özellikle Orta Doğu ve Malezya’da yoğunlaştığı görülmektedir.
Küresel katılım bankacılığı sektörü ülke bazında incelendiğinde, pazar payı açısından en başarılı ülke olarak karşımıza Suudi Arabistan çıkmaktadır. Öyle ki, 2014 yılı verilerine göre Suudi Arabistan küresel pazarın %33’ünü elinde tutmaktadır. Bu nedenle gelecek dönemlerde küresel
katılım bankacılığı piyasasından ciddi pay almayı planlayan ülkelerin, Suudi Arabistan örneğinden çıkaracakları mühim dersler olduğuna ilişkin hâkim bir kanı söz konusudur. Katılım bankacılığı sektöründeki bu başarısından hareketle bu çalışmada Suudi Arabistan’da katılım bankacılığının durumu
masaya yatırılacaktır. Bunun için ilk bölümde İslami Finans ve Katılım Bankacılığı’na değinildikten hemen sonra ikinci bölümde Suudi Arabistan’ın siyasi durumu ve genel ekonomik durumu ele alınacaktır. Ardından ülkenin bankacılık sektörünün genel özelliklerine yer verilecektir. Üçüncü ve
son bölümde ise Krallığın katılım bankacılığı sektörünü ayrıntılı bir biçimde ele almadan önce hem Dünya’da hem Suudi Arabistan’da İslami finansın ve asıl odak noktamız olan katılım bankacılığının hangi evrelerden geçtiği anlatılacaktır.
Üçüncü bölümün sonunda ise Suudi Arabistan katılım bankacılığı sektöründen yola çıkarak gerek küresel gerekse Türkiye özelinde neler yapılması gerektiği tartışılacaktır. Son olarak sonuç bölümünde hem küresel pazar hem de Suudi Arabistan özelinde katılım bankacılığı sektörüne ait gelecek
projeksiyonlarına yer verilecektir.