Kurd Efendi ve Vikâye Tercümesi


Creative Commons License

Bulutlu Y., Bulutlu B.

MEVZU – SOSYAL BILIMLER DERGISI, sa.8, ss.89-119, 2022 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2022
  • Doi Numarası: 10.56720/mevzu.1128814
  • Dergi Adı: MEVZU – SOSYAL BILIMLER DERGISI
  • Derginin Tarandığı İndeksler: MLA - Modern Language Association Database, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.89-119
  • Bursa Uludağ Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bin iki yüz yıllık fıkıh geleneğimizde mezhep diye adlandırılan çeşitli fıkıh ekolleri ortaya çıkmıştır. Bu ekollerin öğretileri ve temel görüşleri sonraki nesillere klasik dönemde muhtasar, sonrasında ise mütûn denen kısa ve öz eserlerle aktarılmıştır. Hanefi ekolünün de füru fıkhını ele alan en önemli metinlerin başında Vikâye adlı eser gelmektedir. Bu çalışma üzerine önemine binaen onlarca şerh, ihtisar, talika ve tercümeler gibi pek çok çalışma yapılmıştır. Farklı dillere tercümesi yanında yazma, Osmanlı döneminde Devletoğlu, Şemsi Ahmet Paşa ve Kurd Efendi gibi birkaç farklı kişi tarafından Türkçeye aktarılmıştır. Bu tercümelerden Arapça metnin tamamını nesir olarak Türkçeye aktaran Kurt Efendinin tercümesi olup, diğer tercümelere nazaran aslına uygun bir tercümedir. Tercüme nüshalarının çoğu Türkiye’de olmakla beraber, bazıları Mısır, Bosna ve Almanya gibi farklı ülkelerde bulunmaktadır. Bu nüshalardan bir kısmı tam iken, bazıları ise nâkıstır. Kimi nüshalar başka eserler ile mecmua olarak iç içe olup bunlardan bazıları isimsizdir. Nüshaların nispetinde herhangi bir ihtilaf olmamakla beraber bir nüshada Taşköprüzade gibi farklı kişilere atfedilse de bunlar gerçeği yansıtmamaktadır. Zira atfedilen ve isim kaydı bulunmayan nüshalar, karşılaştırma ve inceleme sonucunda Kurd Efendiye ait olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.  Tercüme sahibi Kurd Efendi sûfi bir kişiliğe sahip olup halveti şeyhidir. İlmi yetkinliği yazdığı ve tercüme ettiği eserlerden anlaşılmaktadır. Zira sağlam bir sülûk için ilmin şart olduğu gerçeğini müşahhas olarak ortaya koyduğu görülmektedir. Bu da eseri incelemeye değer kılan hususlardan biridir. Öte yandan bu yazmayı diğerinden farklı kılan, mütercimin gerekli gördüğü mülahazaları eklemesi, yer yer ıstılahları açıklaması, mesele hakkında farklı görüşleri, Türk âdetindeki farklılıkları, metindeki kapalılıkları ve gerekli yerlerde açıklamalar yapmasıdır. Bundan dolayı kimi nüshalarda belirtildiği gibi tercümeden daha çok bir şerh olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda asıl metnin fıkıh literatüründeki önemi, eserin orijinal tercümesinin genişletilmiş eklemelerle Türkçeye çevirisi yazmayı önemli kılmakta olup buna binaen nüshayı tanıtmak, ilerice basılmasına vesile olmak ve Türkçe fıkıh literatürüne katkı sağlamak amacıyla bu makaleyi kaleme aldık.