Çağdaş Epistemolojide Temel Problemler, Eylem Yenisoy Şahin,Mahmut Özer, Editör, Sentez Yayıncılık, Bursa, ss.220-241, 2023
Feminist epistemologların akıl-deneyim ikiliği söz konusu olduğunda tüm diğer ruh-beden, değer-olgu, ideal-reel türünden
ikiliklere karşı gösterdikleri refleksi sergilediklerini görürüz. Bu
ikilikler onlara göre toplumsal hiyerarşilerden beslenen ve bu
hiyerarşileri besleyen sahte ayrımlardır. Bunlar eril hegemonyanın, eril bilgi anlayışının, patriyarkal eğilimlerin hem nedeni hem de ürünüdür. Feminist epistemologlar aklı belirleyen deneyimden, ruhu açıklayan bedenden, değeri kapsayan olgudan, ideali içeren gerçeklikten yana saf tutmuştur. Başka deyişle patriyarkal anlayışın ikiliklerine biri lehine meydan okurlar ama
bunu ikiliğin diğer ucunu değersiz kılmak suretiyle yok sayarak
yapmazlar. Bu diğer ucun lehte olunan yan sayesinde, daha doğrusu onunla ilişkisinde anlaşılabileceğini savunurlar. Tam da bu
nedenle bana göre “karşılıklı ilişki” perspektifi feminist epistemolojinin eleştirel tavrının en belirgin özelliğidir. Meydan okunan şey deneyimden, bedenden, olgudan ve gerçeklikten yalıtılmış bir akıl, ruh, değer, ideal anlayışıdır. Aynı şekilde meydan
okunan bireysel farklılıkları, cinsiyet farklılığını, bireyin toplumsal koşul ve konumlanmalarını yani öznel yanları hesaba katmayan, daha doğrusu katmadığını iddia eden bir nesnellik anlayışıdır. Bu, aslında konforlu olan Kartezyen soyut özne/öznellik ya
da nesnellik anlayışının terk edildiği, çok sayıda değişkenin hesaba katılmasını gerektiren zorlu bir çözüm arayışıdır (örneğin
bkz. Lloyd 1984, Bordo 1987, Longino 1991). Evet, “S, p’yi bilir”i
genel olarak açıklamaya çalışabiliriz ama bu çaba S’nin kim olduğu, p’nin ne olduğu, S’nin p ile ilişkisi, p hakkında S’ye ait ya
da S’nin içinde bulunduğu topluma ait önceki kabullerin bu
bilme sürecini etkileyip etkilemediği sorgulanmadıkça cevaplanamaz.
Kısaca geleneksel epistemolojiye karşı en verimli tartışmalardan biri feminist epistemologların yürüttüğü tartışmadır.
Özellikle bilenin kim olduğu, bilgi sürecinin nasıl işlediği ve bu
sürecin sonunda ortaya çıkan ürünün nesnelliği problemi yoğun
tartışma konusudur. Feminist deneyimci filozoflar bu çabanın
kayda değer bir örneğini sergiler. Bu yazıda feminist radikal deneyimci Lynn Hankinson Nelson’ın bu sorulara verdiği yanıtları,
onun yanıtlarına getirilen eleştirileri değerlendirmeye çalışacağım. Amacım Willard Van Orman Quine’ın doğalcı ve holist deneyimciliğinden faydalanarak kendi feminist radikal deneyimci liğini geliştiren Nelson’ın teorisinin feminist kaygılar açısından
oldukça verimli bir bilgi teorisi geliştirdiğini eleştirileri not düşerek göstermektir.