8. ULUSLARARASI MÜZİK VE DANS KONGRESİ / BAKÜ, Baku, Azerbaycan, 1 - 03 Ekim 2021, ss.429-437
Özet
Toplumun önemli kültürel değerlerinden birisi olan geleneksel halk dansları, o topluma ait insanlar tarafından, o
topluma ait bir tema üzerinden yaratılan kolektif yaratılarıdır. Planlanmadan, gelişigüzel, estetik kaygı taşısa da
sanat olgusundan uzak doğaçlanarak üretilen bir eylem veya eylem dizgesidir. Yaratıldığı ortamda koşullara
bağlı olarak değişmiş ve gelişmiştir. 1950-1980 yılları arasındaki süreçte Türkiye’deki dışa açılımlar sayesinde
her alanda hızlanan modernleşme süreci ile sanatsal etkileşim olanakları artmış ve farklı estetik arayışlar
başlamıştır.
Bu süreçte geleneksel malzemenin sahneye aktarımında bütün etmenlerin bir araya getirilmesi ve bir vizyon
eşliğinde sunulması bir kavram kirliliğini de beraberinde getirmiştir. Özellikle modern dans olmak üzere batı
kökenli dans terminolojisinde kullanılan “Koreografi” tanımı halk danslarının sahnelenmesi içinde kullanılmaya
başlanmıştır. Dans yaratma sanatı olarak tanımlanan koreografi yaratılan hareketlerin oluşmasında doğaçlamayı
kullanır. Ancak gelenekte bölgesinde doğaçlama yolu ile zaten üretilmiş bir dansın sahneye aktarımı yeniden
yaratı süreci içermediği için koreografi tanımına uymamaktadır. Patternde, adım sıralamasında yapılabilecek
çeşitlendirmelerle, hareketin boyutunda, seviyesinde ve yönünde değişikliklerle yapılan sahneye aktarımlara
“Sahne Düzenlemesi” denilmesi daha doğrudur. Dolayısıyla koreografide doğaçlamanın ön plana çıkması gibi
sahne düzenlemesinde de otantik kavramı dikkat çekmektedir.
Bu çalışma bağlamında köken ve tanımlamalar ile koreografi ve sahne düzenlemesi arasındaki farklara
değinilecek ve bu İki kavram arasındaki ayırıcı temel unsurun neden doğaçlama olduğu vurgulanmaya
çalışılacaktır. Çalışmanın Halk danslarında son dönemlerde sıklıkla üzerine düşünülen terminoloji çalışmaları
için literatüre katkı sağlayacağı öngörülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Dans, Halk Dansları, Sahne Düzenlemesi, Koreografi, Doğaçlama