18. Türk Rinoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 25 - 28 Nisan 2024, ss.4-5
Amaç: Paranazal sinüslerde görülen benign fibro-osseöz lezyonlar, normal kemiğin fibröz selüler stroma tarafından yer değiştirmesi sonucu oluşur. Osteom, fibröz displazi ve ossifiye fibrom başlıca fibroosseöz lezyonlardır. Bu lezyonlar yaygın görülmediği için, tanı ve tedavide tam kesin bir görüş birliği yoktur. Kliniğimizde cerrahi olarak tedavi edilen, patolojik olarak kesin tanısı konulan, ossifiye fibrom ve fibröz displazi tanılarına sahip hastalar retrospektif olarak taranarak incelenmiştir ve klinik deneyimlerimiz paylaşılmıştır.
Gereç-Yöntem: Çalışmaya Uludağ Üniversitesi kulak burun boğaz bölümünde 2009 -2023 yıllarında cerrahi olarak tedavi edilen, tanısı fibröz displazi ve ossifiye fibrom olan 13 hasta dahil edilmiştir. Hastaların klinik özellikleri, demografik verileri, radyolojik görüntüleri, patoloji tanıları, cerrahi yaklaşımları retrospektif olarak taranmıştır. Osteom tanısı alan hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir, çünkü osteomların tanısı genellikle sadece tomografi görüntülerine bakarak konulabilir.
Bulgular: Patoloji sonuçları ossifiye fibrom ve fibröz displazi olan toplamda 13 hastanın verileri retrospektif olarak incelenmiştir. Hastaların yaşları 8-60 arasında ve ortalaması 26,6’dır. Hastaların 8’i kadın, 5’i erkektir (K: E oranı: 1.6). Patoloji sonuçları 7 hastada fibröz displazi, 6 hastada osifiye fibrom olarak sonuçlanmıştır.Ossifiye fibrom hastalarında 4 hastada ise patolojik tanı ossifiye fibromun alt tipi olan juvenile ossifiye fibromdur. Hastaların başvuru nedenleri 7 hastada burun tıkanıklığı, 4 hastada baş ağrısı, 2 hastada proptozis, 3 hastada ise fasyal deformite nedenlidir. Operasyon sonucunda, fibröz displazi tanısı alan bir hasta McCune-Albrigt tanılıdır ve burun tıkanıklığı nedenli olarak endoskopik olarak alt konka redüksiyonu yapılarak tedavi edilmiştir. Takiplerinde nazal hava pasajı açılmış ve şikayetleri gerilemiştir. Fibröz tanılı bir hastada ise nazal kemiklerde olan deformite nedenli ve burun tıkanıklığı nedenli hastada endoskopik cerrahi ve açık yaklaşımla nazal kemiklerde TUR ile kontürleme yapılmıştır. Patolojisi juvenil ossifiye fibrom olan grupta, yaş aralığı 7-12 arasında ve yaş ortalaması 9,75 olarak bulunmuştur. 4 hastadan 3’ü şikayetlerinin devam etmesi üzerine revizyon cerrahiler geçirmiştir. 2 hasta 2 defa, 1 hasta ise 4 defa ameliyat edilmiştir.4 hastaya sadece endoskopik yaklaşım uygulanmış (%30,7), 4 hastaya sadece açık cerrahi yaklaşım (%30,7), 5 hastaya ise açık yaklaşım ile endoskopik yaklaşım uygulanmıştır. (%38,4). Hastalarda peroperatif komplikasyon görülmemiştir.
Sonuç: Ossifiye fibromlar ve fibröz displaziler, paranazal kavitenin nadir görülen benign fibroosseöz lezyonlarıdır. Tanı konusunda zorluklar yaşanmaktadır. Tanı için klinik, radyolojik ve histolojik özellikler birlikte değerlendirilmelidir. Literatürde vaka serilerinin azlığı ve lezyonların nadir görülmesi nedeni ile tedavide görüş birliği yoktur. Endoskopik tedaviler günümüzde efektif olarak kullanılsa da lezyonun yerleşim yerine göre açık yaklaşımlar ya da kombine yaklaşımlar tercih edilebilir. Özellikle juvenil tip ossifiye fibrom vakalarında, hastalığın agresif doğasından ötürü tekrarlayan operasyonlar ve kombine cerrahi yaklaşımlar tercih edilebilir.