Hanefî Mezhebi ve Osmanlı Uygulamasında Tam Ehliyetlerin Nikâhında Veli İzni


Creative Commons License

Ateş M.

I. Uluslararası Aile Kongresi ve Uluslararası Jürili Karma Sergi Türk Kültüründe Aile, Kütahya, Türkiye, 1 - 03 Aralık 2021, ss.130-139

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Kütahya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.130-139
  • Bursa Uludağ Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

İslam hukukunda temyiz gücüne sahip ve ergenlik çağına gelmiş (tam ehliyetli) kızların, velilerinin izni olmaksızın kendi irade beyanlarıyla yaptıkları nikâh akdinin geçerli olup olmadığı hususunda mezhepler arasında ihtilaf bulunmaktadır. Cumhura göre (Hanefî mezhebi dışındaki diğer üç mezhebe göre) kızın velisinin izni yoksa yapılan nikâh akdi geçerli değildir. Hanefî mezhebindeki hâkim görüşe göre ise tam ehliyetli kızlar, kendi irade beyanlarıyla nikâh akdini gerçekleştirebilir. Diğer taraftan yine Hanefî mezhebine göre evlenen taraflar arasında denklik (kefâet) söz konusu değilse, kızın velisi nikâh akdinin feshedilmesi için mahkemeye başvurabilir. Hukukî işlemlerde Hanefî mezhebini esas alan Osmanlı Devleti’nde ise tam ehliyetli kızların evliliğinde velinin izni konusunda çeşitli zamanlarda farklı uygulamaların yapıldığı görülmektedir. Örneğin 951/1544 tarihinde kadıların, veli izni olmaksızın nikâh kıymamaları konusunda Padişah emri çıkarılmıştır. Buna göre söz konusu tarihten itibaren mahkemede kadıların, veli izni olmadan nikâh yapmamaları emredilmektedir. Öte yandan bu uygulamanın sonraki dönemlerde terk edildiğine dair bazı işaretler de mevcuttur. Nitekim sonraki dönem fetvâ mecmuaları incelendiğinde, tam ehliyeti haiz kızların veli izni olmaksızın nikâh akdi yaptıklarında velinin bu akdi feshedemeyeceğine dair fetvâlar görülmektedir. Burada gündeme gelen meselelerden biri de nikâh akdinin yapılabilmesi için kadı izninin gerekli olup olmayacağıdır. İslam hukukuna göre tam ehliyetli kişiler, şahitler huzurunda nikâh akdi yapabilir. Akdin kadı ya da imam tarafından gerçekleştirilmesine gerek yoktur. Ancak Osmanlı uygulamasına bakıldığında, nikâh için kadı izninin arandığı ve nikâhların imam tarafından kıyılmadan önce kadı izni alındığı görülmektedir. Bu çalışmada, Osmanlı uygulamasında temyiz gücüne sahip ve ergenlik çağına gelmiş kızların evliliğinde hangi dönemlerde ne tür saiklerle veli izninin şart koşulduğu ve hangi dönemlerde nikâh akdinde kadı izni arandığı sorularına cevap aranacaktır. Fetvâ mecmuaları, Osmanlı arşiv belgeleri ve kadı sicillerinde konuya dair ulaşılabilen veriler İslam hukuku çerçevesinde değerlendirilerek mezkûr meselenin Osmanlı’daki uygulama şekli araştırılacaktır.

In Islamic law, there is a disagreement among the schools (madhabs) as to whether the marriage contract of girls who have the power of appeal and who have reached puberty (fully competent) with their declaration of will without the consent of their parents is valid or not. According to the majority (according to the three school other than the Hanafi school), the marriage contract made without the permission of the girl’s parental guardian is not valid. According to the prevailing view in the Hanafi school, fully competent girls can perform the marriage contract with their declaration of will. On the other hand, if there is no equivalence (al-kafā’ah) between those who marry according to the Hanafi school, the parental guardian of the girl can apply to the court for the annulment of the marriage contract. In the Ottoman Empire, which was based on the Hanafi school in legal transactions, it is seen that different applications were made at various times regarding the permission of the parental guardian in the marriage of fully competent girls. For example, in 951/1544, the Sultan's order was issued for the judges not to marry without the permission of their parental guardians. Accordingly, from this date on, the judges in the court were ordered not to perform a marriage ceremony without the consent of their parental guardians. On the other hand, there are some signs that this practice was abandoned in later periods. When the fatwa journals of the later period are examined, it is seen that fully competent girls can marry without the permission of their parental guardians. One of the issues that come to the agenda here is whether the judge’s permission will be necessary for the marriage contract to be made. According to Islamic law, fully competent persons can make a marriage contract in the presence of witnesses. The marriage contract does not need to be performed by a judge or imam. However, when we look at the Ottoman practice, it is seen that the permission of the judge was sought in some periods and the permission of the judge was obtained before the marriage ceremony was performed by the imam. In this study, answers will be sought to the questions in which periods, with what motives, parental guardian permission was required in the marriage of fully competent girls in Ottoman practice, and in which periods permission was requested from the judge in the marriage contract. The data available on the subject in fatwa journals, Ottoman archival documents, and court records will be evaluated within the framework of Islamic law, and the application of the aforementioned issue in the Ottoman Empire will be investigated.