IV. Ulusal Sosyal Psikoloji Kongresi, İzmir, Türkiye, 11 - 12 Haziran 2022
Burada bulguları tanıtılacak olan TÜBİTAK-1001 projesinin ana amacı, gençlerin yaşçılık önyargılarını azaltmak için çevrimiçi bir farkındalık programı geliştirmek ve etkinliğini sınamaktır. “Yaşçılık Farkındalığı Artırma Programı” (YAFAP), 18 yaş grubundaki gençlerin anonim biçimde iletişim kurdukları ve yüksek düzeyde sosyal bulunuşluk deneyimi yaşamaları hedeflenen anonim bir çevrimiçi platformda katılımcıları 5-6 kişilik gruplar (toplam 26 grup) halinde buluşturan ve önceden belirlenmiş bir içerik üzerinden yürütülen bir dizi oturumu kapsamaktadır. Seçkisiz olarak belirlenen bu grupların bir kısmı COVID-19 salgını sırasında karşılaşılan yaşam zorluklarına çözümler arama konusunda (13 deney grubu; N= 73); diğerleri de Türkiye’nin kültürel birikimini dünyaya tanıtmak konusunda (13 kontrol grubu; N= 75) bir kolaylaştırıcı rehberliğinde projeler üretme hedefine yönlendirildiler. Deney gruplarında açık ve örtük yaş ayrımcılığının ve yaşlılarla ilgili sosyal temsillerinin olumsuzluk düzeylerinde azalma ve dış (yaşlılar) ve iç (gençler) grupların algılanan heterojenliğinde artış beklendi. Ayrıca, deney gruplarındaki gençlerin riskli davranışlara eğilimlerinin azalması ve resmî kısıtlamalara verdikleri desteğin artması da beklentiler arasındaydı. İlk olarak, proje kapsamında geliştirilen ölçeklerin psikometrik özelliklerini sınamak için Türkiye’de COVID-19 kısıtlamalarının yaygın olarak uygulandığı dönemde (Ağustos-Eylül 2020) büyükşehirlerde yaşayan lise son sınıf öğrencilerinin katılımıyla (N= 2096) çevrimiçi bir anket düzenlendi. Ardından, YAFAP'ın etkililiğini sınamak üzere, belirlenen gruplarla çevrimiçi bir platformda altı oturumluk uygulamalar yürütüldü (Aralık 2020-Ocak 2021). Bulgular, YAFAP’ın deney gruplarında hem “düşmanca yaşçılık” hem de “örtük yaşçılık” eğilimlerinin azalmasında anlamlı bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Öte yandan, benzer etkiler yine anonim bir çevrimiçi platformda yürütülmüş olan kontrol gruplarında da gözlenmiştir. Ayrıca, deney grubunda riskli davranışlarda ve yaşlılara yönelik sosyal temsillerin olumsuzluk düzeylerinde anlamlı bir azalmaya rastlanmamış, kısıtlamalara verilen destekte ise bir artış gözlenmemiştir. İki farklı benlik sınıflandırmasını (deney gruplarında ‘ülke vatandaşlığı’; kontrol grubunda ‘ulus kimliği’) etkinleştirmesi hedeflenen bu programların eşdeğer etkiler üretmiş olmaları beklentinin dışında bir sonuç olsa da bunların yaşçılığın yıpratıcı formları üzerinde azaltıcı etki sergilemeleri ümit verici bir bulgu olarak değerlendirilmiştir.
Anahtar Sözcükler: COVID-19 kısıtlamaları, Riskli davranışlar, Açık ve örtük yaşçılık, Algılanan grup heterojenliği, Sosyal temsiller