Fizyoterapistlerin İş Yüküne Bağlı Kas-İskelet Sistemi Yaralanmalarının Sağlık Hizmeti Sunumu Üzerine Etkileri


Creative Commons License

Arslan İ., Atıcı E.

Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, cilt.9, sa.2, ss.76-85, 2019 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 9 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2019
  • Dergi Adı: Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM), Index Copernicus, Sobiad Atıf Dizini
  • Sayfa Sayıları: ss.76-85
  • Bursa Uludağ Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: İş yüküyle ilişkilendirilen kas-iskelet sistemi yaralanmalarının nitelikli sağlık hizmetinin sürdürülebilirliği, fizyoterapistlerin sağlıklı koşullarda çalışma hakkı üzerindeki etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Veri toplamada dört bölümden oluşan anket formu kullanıldı. Formun içeriğini bağımsız değişkenler (cinsiyet, yaş, kurum, fizyoterapi alanı, hizmet süresi, haftalık ortalama hastayla direkt temas süresi, günlük ortalama hasta sayısı, grubu), meslekle ilişkili kas-iskelet sistemi yaralanması geçirme durumu, yaralanmayı etkileyen faktörler, geçirilen/geçirilebilecek olası yaralanmanın sağlık hizmeti sunumuna etkisi oluşturmaktadır. 142 anket formu değerlendirildi (Katılım oranı %61,47). Verilerin analizinde uygun istatistiksel testler kullanıldı. Bulgular: Katılımcıların %51,8’i genel fizyoterapi alanında çalışmaktır. En çok A grubu hastalara hizmet verilmektedir (%92,2). Kas-iskelet sistemini en çok zorlayan hasta grubu sıralaması A, B, C ve D grubudur (%71). En az bir kez mesleğiyle ilişkili olduğu düşünülen kas iskelet sistemi yaralanması geçirme oranı %71,6’dır. Yaralanma oranı kadınlarda daha yüksektir (%60,4). En çok yaralanma lumbal/sakral bölgede olmaktadır (%60,4). Hasta grubunun (%89,8), haftalık direkt temas süresinin (%85,6), hizmet verilen günlük ortalama hasta sayısının (%76,3) yaralanmaları üzerinde etkili olduğu belirtilmiştir. Geçirdiği/geçirebileceği olası bir mesleki yaralanmadan dolayı çalıştığı fizyoterapi alanını değiştirmeyi düşünenlerin ve mesleğini bırakmak isteyenlerin oranı sırasıyla %49,3, %28,2’dir. Yaralanma nedeniyle direkt temas süresi (%46,7), egzersiz sayısı (%26,4), türü (%25,5), gözlem süresi (%15,7) azalmaktadır. Bu tutum kadınlarda daha fazladır. Sonuç: Hasta grubu, direkt temas süresinin uzaması, hasta sayısının fazlalığı iş yükünün artmasına ve meslekle ilişkili olduğu düşünülen kas-iskelet sistemi yaralanmasına neden olmaktadır. Bu durum, tıbbi özen yükümlülüğüne dayalı olarak hastanın gereksinimine uygun nitelikli hizmet almasına engel oluşturan ve fizyoterapistlerin sağlıklı koşullarda çalışma hakkını ihlal eden unsurlar olarak kabul edilmelidir. Anahtar Kelimeler: Fizyoterapistler; iş yükü; sağlık hizmeti sunumu; hasta hakları; iş sağlığı.