YOĞUN BAKIM HEMŞİRESİNDE HİPOGLİSEMİ VE İNSULİNOMA


Jafarov O., Karatoprak K., Cander S., Ertürk E., Ersoy C., Öz Gül Ö., ...Daha Fazla

21. Uludağ İç Hastalıkları Ulusal Kış Kongresi, 15. Uludağ İç Hastalıkları Hemşireliği Kongresi, 06-09 Mart 2025, Bursa, Türkiye, 6 - 09 Mart 2025, ss.102, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Bursa
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.102
  • Bursa Uludağ Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Hipoglisemi, yaşamı tehdit edebilecek ciddi metabolik bir durumdur(1). Endojen hiperinsülinemi hipogliseminin nadir bir sebebi olmakla birlikte, pankreasın nöroendokrin tümörlerinden biri olan insülinomalarla ilişkili olabilmektedir(2). Klinik bulgular spesifik olmadığından, insülinoma teşhisi zordur ve büyük ölçüde kapsamlı bir hasta ve yan öyküden elde edilen bulgulara ve yüksek şüpheye dayanmaktadır. İnsülinoma, hipoglisemi semptomlarının varlığı, belgelenmiş hipoglisemi ve glikoz uygulamasından sonra hipoglisemi semptomlarının çözülmesinden oluşan Whipple triadına dayanmaktadır(6). Hiperinsülinizmin biyokimyasal doğrulamasında, plazma glikozu, insülin, c-peptid ve 72 saatlik açlık testi kullanılır. Bu yöntem tanı için altın standart olmaya devam etmektedir(7). Bu olguda, tekrarlayan senkop ve hipoglisemi epizodları nedeniyle değerlendirilen bir hastada insülinoma tanısına yönelik adımlar detaylandırılmıştır.

Olgu Sunumu: 29 yaşında kadın hasta, yoğun bakım hemşiresi. Bilinen bir komorbiditesi veya ilaç/madde kullanım öyküsü bulunmamaktadır. Yaklaşık bir yıl önce pre-senkop epizodu yaşamış olan hastanın başka bir merkezde kranial görüntülemesi normal olması üzerine ileri tetkik yapılmamış. Bu süreçte açlığa tahammülsüzlük yaşayan hasta sık sık beslenmekteymiş ve bazı geceler uykudan uyanmaktaymış. Hastada tekrar pre-senkop gelişmesi ve letarjik hale gelmesi üzerine bakılan parmak ucu kş:49mg/dl, serum glukoz düzeyi:28 mg/dl, tansiyonu 70/40 mmHg olarak ölçülmüş ve yoğun bakım servisinde izleme alınmış. İleri tetkik amacıyla tarafımızca yatırılan hastada adrenal yetmezlik ekarte edilmek üzere adrenokortikotropik hormon (ACTH) uyarı testi uygulanmıştır. Testin 30. dakikasında plazma kortizol düzeyi 19.4 μg/dL ölçülmüş ve adrenal yetmezlik dışlanmıştır. Hastaya uzamış açlık testi yapılmış ve test, 14. saatte plazma glukozunun 34 mg/dL olarak ölçülmesi üzerine sonlandırılmıştır. Hipoglisemi sırasında insülin düzeyi 11.1 mU/L, C-peptid düzeyi 3.5 μg/L olarak ölçülmüş ve endojen hiperinsülinemi saptanmıştır. Kontrastlı abdomen bilgisayarlı tomografi (BT) incelemesinde pankreas doğal görünümde izlenmiş ve lokalizasyon açısından selektif intra-arteriyel kalsiyum stimülasyon testi gerçekleştirilmiştir. Kalsiyum uygulaması sonrası gastroduodenal arterden alınan örneklerdeki insülin konsantrasyonunun hepatik vene göre 2 kattan fazla olduğu tespit edilmiştir (0. saniye: 48.2 mU/L, 60. saniye: 285.9 mU/L). Bu bulgularla nesidioblastozis ekarte edilmiş ve odağın pankreasın baş-boyun bölgesinde olduğu düşünülmüştür. Pankreas dinamik MR incelemesinde, pankreasın boyun bölgesinde 11 mm boyutunda hipodens bir odak saptanmıştır (Şekil 1). Bunun üzerine endoskopik ultrasonografi (EUS) yapılmış ve lezyon doğrulanmıştır. Multipl endokrin neoplazi sendromu açısından yapılan tetkiklerde ek bir patoloji saptanmamıştır. Hasta cerrahiye yönlendirilmiş ve pankreastaki lezyonun enükleasyonu sonrasında hipoglisemi semptomları tamamen gerilemiştir.

Tartışma Ve Sonuç: İnsülinoma, tekrarlayan hipoglisemilerde göz önünde bulundurulması gereken nadir bir pankreas nöroendokrin tümörüdür (2). Bu olgu, tanısal sürecin multidisipliner bir yaklaşımla yürütülmesinin önemini vurgulamaktadır. Uzamış açlık testi, endojen hiperinsülinemiyi ortaya koymada altın standarttır(1). Hastamızda bu test, insülinoma şüphesini güçlendirmiştir.Selektif intra- arteriyel kalsiyum stimülasyonu testi ile pankreas başının pozitif lokalizasyonu sağlanmıştır.(4) Endoskopik ultrasonografi (EUS), pankreasın yapısal değerlendirmesinde yüksek doğruluk sunarak, lezyonun homojen ve düzgün sınırlı yapısını göstermiştir.(3) Cerrahi müdahale, insülinoma tedavisinde standarttır(4). Olgumuzda da cerrahi sonrası hipoglisemi semptomları tamamen düzelmiş, prognoz olumlu seyretmiştir.Tekrarlayan hipoglisemi vakalarında insülinoma tanısı erken düşünülmelidir. Cerrahi sonrası uzun dönem prognoz genellikle yüz güldürücüdür.