İstem, sa.40, ss.379-398, 2022 (Hakemli Dergi)
Bir vakıf medeniyeti olarak tanımlanan Osmanlı Devleti‘nde vakıf kurmada öncü rol oynayanlar
arasında devletin yönetiminden sorumlu sultanlar kadar, eĢlerinin ve hanedan mensubu diğer
hanımların da yer aldıkları görülmektedir. Bu bağlamda Osmanlı dönemine ait bilinen en erken
tarihli vakfiyenin Orhan Gazi‘nin eĢi Asporça Hatun‘a ait olması oldukça anlamlıdır. 723/1323
yılında düzenlenen bu vakfiyeden sonra günümüze ulaĢabilmiĢ ikinci en erken tarihli Osmanlı
hanedan ailesine mensup hanım vakfiyesi ise I. Murad‘ın hanımı Gülçiçek Hatun‘undur. Gülçiçek
Hatun 791/1389 yılına ait vakfiyesinde zaviye, türbe, evler ve mutfaktan oluĢan bir yapılar
topluluğunu akarlarıyla beraber vakfetmiĢtir. O, vakıf zevâidinin ise bu vakıflara misafir olarak
gelenlere, komĢulara, burada bulunan fakirlere, miskinlere, âlimlere, talebelere ve diğer hak
edenlere yemek ve giyecek olarak verilmesini istemiĢtir.
Uzun asırlar varlığını sürdüren vakıfları zaman içinde birtakım değiĢikliklere uğramıĢ, zaviyesi artık
gelip geçerken uğrayan kimse bulunmadığı ifade edilerek XVI. asırda mescide çevrilmiĢtir. XIX.
asırda ise vakıf bünyesinde bir medrese hizmet vermeye baĢlamıĢtır. Dolayısıyla vakıflar zaman
içerisinde hem hizmet veren yapıları, hem de burada görev alan personeli yönüyle büyük
değiĢikliklere uğramıĢtır.
Bu çalıĢmada Gülçiçek Hatun‘un vakfiyesi ile vakıflarının hangi alanlarda ne tür hizmetler verdikleri ve bunların zaman sürecindeki değiĢimleri incelenmeye gayret edilecektir.